Karşılıklı Anlaşma Usulü

Karşılık Anlaşma Usulü (KAU) uluslararası vergilendirmede son zamanlarda daha sık kullanılmaya başlayan bir yöntemdir. Birden fazla ülkeyi ve en az bir mükellefi ilgilendiren sınırlar arası vergi sorunlarının çözümünde tarafların anlaşmasını ve bu yolla meseleleri yargı yoluna gitmeden çözümü amaçlayan idari çözüm yoludur. Olayın uluslararası vergi anlaşmaları ve iç hukuk yönü vardır.

Usulün uluslararası vergi anlaşması yönü dediğimizde ülkeler arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları gelmektedir. Uluslararası Vergi Anlaşmaları konusunda iki vergi model anlaşması bulunmaktadır. Bunlar OECD Modeli (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) ile BM Modelidir (Birleşmiş Miletler). OECD Modeli gelişmiş ülkeler lehine, BM Modeli az gelişmiş ülkelerinin lehine düzenlemeler içermektedir. Türkiye bu iki modelden hareketle anlaşma tarafı diğer devletin talepleri ve kendi istekleri çerçevesinde 89 anlaşmayı imzalamıştır. Türkiye 1970’li yılların başından beri imzaladığı vergi anlaşmalarında bu yönteme yer vermiştir. Yöntem, vergi anlaşmalarında genellikle “Karşılıklı Anlaşma Usulü” başlığı altında dört fıkra hâlinde yer almaktadır.

Konuyla ilgili olarak önem taşıyan diğer bir husus OECD’nin 2013 yılında başlattığı ve hâlen devam eden Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırma Projesi’dir. Projenin adımlarından biri ikili vergi anlaşmalarında tadilat yapmaya yönelik Çok Taraflı Sözleşmedir. Bu metin OECD belgelerinde Çok Taraflı Enstrüman (Multileteral Instrument, MLI) olarak geçmektedir. Türkiye bu belgeyi 07.06.2017 tarihinde imzalamıştır. Sözleşmenin iç hukuka dahil edilmesi için “Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırmanın Engellenmesine Yönelik Vergi Anlaşmaları ile İlgili Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Çok Taraflı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” 2 Haziran 2020 tarihinde TBMM’ye sunulmuştur. Hâlen bu teklif Meclis’te beklemektedir. Yasama organı tarafından kanunlaştırılmasında fayda vardır. Buna rağmen kanunlaşmadığı sürece ikili vergi anlaşmalarının tadil edilen yeni hâlleri değil, mevcut hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir. Bu anlamda mevcut vergi anlaşmalarındaki karşılık anlaşma usulü uygulanacaktır.

Ülkemizde iç hukuk bakımından usule ilişkin düzenlemeler konusunda uzun süre adım atılmamıştır. Nihayet 7338 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’na Ek 14 ila Ek 18 olmak üzere beş madde ilave edilmesi suretiyle iç hukuktaki boşluk 01.01.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere doldurulmuştur. İlave edilen maddelerin başlıkları; Karşılıklı Anlaşma Usulüne Başvuru, Karşılıklı Anlaşma Usulü ve Dava Açma, Karşılıklı Anlaşma Usulü Başvurusunun Neticelendirilmesi, Başvuru Öncesi Açılan Davalar ve Uzlaşma Talebi, Diğer Hususlar şeklindedir. Madde başlıklarından da anlaşılacağı üzere konu iç hukukta etraflı olarak düzenlenmiştir. Böylelikle KAU konusunda iç hukuk düzenlemeleri tamamlanmıştır. Çok olumlu bir adım atılmıştır.

Yukarıda genel hatları ortaya konulmaya çalışılan KAU, mükelleflerin vergi anlaşmasının haksız uygulanması veya uygulanma ihtimali karşısında durumlarını yetkili makamlara iletmeleri ve sorunlarının çözümünü talep etmeleri esasına dayanmaktadır. Mükellefler vergi anlaşmasına uygun düşmeyen bir vergilendirme ihtimali ile karşılaşması hâlinde de bu yönteme başvurabilecektir. Sorun çözecek yetkili makamlar ülkelerin gelir idareleri olmaktadır. Bu manada ülkemizde yetkili makam Gelir İdaresi Başkanlığı’dır. KAU sayesinde mükelleflerin karşılaştıkları haksız vergilendirme sorunlarının uzun zaman alan ve maliyetli dava süreci yerine daha hızlı çözüme ulaşılacağı düşünülmektedir.

Bu yöntem ile çözüm bulunması düşünülen konular başlıklar itibari ile şu şekilde özetlenebilir: Gerçek veya tüzel kişilerin mukimi oldukları devletin belirlenmesi, akit devletlerden birinde iş yerinin var olup olmadığının tespiti, sınırlar arası transfer fiyatlaması yöntemlerinin seçimi, emsallerin seçimi, kaynak ülkede faiz, temettü ve gayri maddi hak üzerinden yapılan tevkifatlar, ana merkezin yurt dışındaki iş yerine aktardığı genel gider veya idare gider payları ile gelir unsurlarının sınıflandırılması konularında ortaya çıkabilecek sorunlardır. Sözü edilen ve benzer nitelikte diğer uluslararası vergi konularında sorunlar çıktığında iki devletin yetkili makamları konuyu çözmeye çalışacaklardır. Her ne kadar yönetimin uygulanması sonunda mutlaka çözüm garantisi yoktur. Taraflar bu konuda gayret sarf edeceklerdir. Böyle bir gayret içinde sorunun ele alınması vergi mükellefi bakımından olumlu bir adımdır.

Diğer ülkelerle ticari, sınai ve hizmet sektörü alanlarında iş yapan mükelleflerin vergi konusunda sorunlarla karşılaşmaları hâlinde bunu doğrudan dava yoluna götürmeleri zaman ve kaynak israfına neden olabilecektir. Bunun yerine karşılıklı anlaşma yoluna başvurmaları yerinde olacaktır. Karşılıklı anlaşma yoluna gitmeleri hâlinde konunun uluslararası ve iç hukuk boyutunu iyi takip etmeleri önem taşımaktadır. Bu yönteme başvururken karşılaştıkları vergi sorununun tarafı olan ülke ile imzalanan vergi anlaşmasını öncelikle incelemeleri gerekir. Akabinde Vergi Usul Kanunu’nun Ek 14 ila Ek 18’inci maddelerini analiz etmeleri yerinde olacaktır. Bu iki hukuk kaynağını irdeledikten sonra bu yönteme başvurmaları kendileri bakımından faydalı sonuçlar getirebilecektir.

Dr. Hüseyin Işık

19.04.2023

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri