İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması

Yatırım teşvikleri, belirli üretim alanlarının ya da ekonomik faaliyetlerin özendirilerek daha hızlı gelişmesinin sağlanması amacıyla girişimcilere devlet tarafından maddi veya gayri maddi destek verilmesi olarak tanımlanır. Farklı şekillerde olmakla birlikte hemen hemen her ülke tarafından uygulanan bu teşvikler, devletin piyasa mekanizmasına dolaylı şekilde müdahalesi yoluyla ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde kullanılan en uygun araçlardır. Olumlu etkilerinin sadece teşvik edilen alanla sınırlı kalmayıp ekonominin geneline yayılması teşviklerin öneminin artmasına ve daha yaygın şekilde kullanılmasına neden olmuştur. Diğer yandan, küreselleşme nedeniyle uluslararası ticaretin serbestleşmesi ve sermaye hareketlerinin hızlanması da yabancı sermaye çekme yarışındaki ülke devletlerini teşvik mekanizmalarını daha yoğun şekilde kullanmaya yöneltmiştir.

Başarılı bir ekonomik teşvik sistemi ülke kaynaklarının etkin şekilde kullanılması yoluyla yatırımların, üretimin ve istihdamın artırılmasını, yeni teknolojilerin geliştirilmesini, firmaların rekabet güçlerinin yükseltilmesini, bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarının azaltılmasını, vatandaşların refah seviyesinin artırılarak sürdürülebilir büyümenin ve sosyal gelişmenin devam ettirilmesini sağlar.
Ülkemizde de, yatırımlarda, üretimde ve ihracatta artış sağlanması, işsizliğin azaltılması ve geri kalmış bölgelerde kalkınmanın sağlanarak yaşam kalitesinin yükseltilmesi gibi amaçlarla uzun yıllardan beri yatırım teşvik tedbirleri uygulanmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’na 28/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la eklenen 32/A maddesinde düzenlenen indirimli kurumlar vergisi uygulaması da ülkemizdeki yatırımların teşvik edilmesinde kullanılan önemli destek unsurları arasında bulunmaktadır.

Bu uygulama ile teşvik edilen alanlarda gerçekleştirilen yatırımların maliyetinin bir kısmının, ödenmesi gereken belli miktardaki verginin tahsilinden vazgeçilmesi suretiyle Devlet tarafından karşılanması amaçlanmıştır. Teşvik kapsamında yatırım maliyetinin Devlet tarafından karşılanan kısmı, “Yatırıma katkı tutarı” olarak ifade edilmekte ve bu tutar yatırımı gerçekleştiren mükellefin kazançlarına indirimli kurumlar vergisi  oranı uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi tutarını göstermektedir.

İndirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanması uygun görülen yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmeye başlanıldığı hesap döneminden itibaren indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Bu uygulama tahsilinden vazgeçilen toplam vergi tutarının yatırıma katkı tutarına ulaşmasına kadar devam etmektedir.

Uygulama kapsamında indirimli vergi oranının teşvik belgeli yatırımlardan elde edilen kazançlara uygulanması esastır. Ancak; Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlenen oranda, yatırım döneminde mükelleflerin, diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına da indirimli vergi oranı uygulanması suretiyle teşvikten yararlandırılmaları mümkün bulunmaktadır.

Sadece teşvik belgesine bağlanan yatırımların yararlanabildiği indirimli kurumlar vergisi uygulamasından finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile iş ortaklıklarının faydalanması mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca taahhüt işlerinden, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlardan elde edilen kazançlar dolayısıyla da mükelleflerin indirimli vergi oranı uygulamasından yararlanması mümkün değildir.

Tamer Aksoy

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri