İdari Yargılama Sürelerinin Kısalmasının Vergi Hatalarının Düzeltilmesine Etkisi

Bu makalemizin konusu 08.07.2021 tarihli ve 7331 sayılı Kanun’la İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılan değişikliklerin vergi hatalarının düzeltilmesine etkilerini incelemektir. Bu kanun başta İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere bazı kanunlarda ilaveler ve değişiklikler yapmıştır. Ancak burada konunun idari yargılama usulü ve vergi hatalarını düzeltme yönü üzerinde durulacaktır.

Kanunun konumuzla ilgili gerekçesinde özetle şu görüşlere yer verilmiştir: Yürütmenin teşkilatlanması ve karar alma süreçleri hızlanmıştır. Teknik ve ekonomik imkânların gelişmesinin bir sonucu olarak idare hizmet sunumunda daha etkin ve hızlı bir konuma gelinmiştir. Bu gelişmelerin sonuçlarının doğrudan hissedilebilir kılınması ve birey odaklı yönetim anlayışının kuvvetlendirilmesi yerinde olacaktır. Bu amaçla İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca idareye yapılan başvurular bakımından cevap verme süresinin kısaltılması, vatandaşların hukuki durumlarının bir an evvel belirgin hâle gelmesi ve mahkemeye erişim hakkının güçlendirilmesi amaçlanmıştır.

İdari yargılama usulündeki süreler kısalıyor

Konumuzla ilgili olarak üç önemli değişiklik yapılmıştır:

İlk değişiklik “İdari Makamların Sükûtu” başlıklı 10’uncu maddede yapılmıştır. Bu maddede daha önce 60 gün olan süreler 30 güne, altı ay olan süre dört aya indirilmiştir. Maddenin yeni hâlinin konumla ilgili kısmı şu şekildedir: “İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez.”

İkinci değişiklik “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11’inci maddede yapılmıştır. Yapılan değişiklikle daha önce 60 gün olan süreler 30 güne indirilmiştir. Maddenin yeni hâli şu şekildedir: “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması hâlinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.”

Üçüncü değişiklik “Doğrudan Doğruya Tam Yargı Davası Açılması” başlıklı 13’üncü maddede yapılmıştır. Maddedeki 60 gün ibaresi 30 gün olarak değiştirilmiştir. Değişiklikle maddenin ilk fıkrasının yeni hâli şu şekilde olmuştur: “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi hâlinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.”

Vergi hatlarının düzeltilmesinde süreler kısalıyor

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 116 ila 126’ncı maddelerinde “Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat” konusu düzenlenmiştir. Anılan kanunun “Düzeltme Talebinin İncelenmesi” başlıklı 123’üncü maddesinde, vergi dairesinin ilgili servisi düzeltme talebini kendi mütalaasını da ilave ederek düzeltme merciine gönderileceği, düzeltme mercii talebi yerinde gördüğü takdirde, düzeltmenin yapılmasını emredeceği; yerinde görmediği takdirde, keyfiyet düzeltmeyi isteyene yazı ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.

Vergi Usul Kanunu’nun “Şikâyet Yolu ile Müracaat” başlıklı 124’üncü maddesinin ilk fıkrasına göre, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaat edebileceklerdir.

Dikkate edilirse yukarıdaki VUK 123 ve 124’üncü maddelerde düzeltme talebine ve şikâyet müracaatına karşı ne kadar süre içince cevap verileceği belirtilmemiştir. Bu durumda idari yargılama usulü kanunu devreye girmektedir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki değişikliklerden sonra yukarıda yer verilen vergi hatalarında düzeltme işleminin ve şikâyet yoluyla müracaatlarda idarenin cevap vermesinin 30 gün içinde yapılması gerekir. Eskiden bu süreler 60 gündü. Böylelikle düzeltme ve cevap süresi kısaltılmıştır. Eğer 30 gün içinde düzeltme işlemi veya şikâyet müracaatı cevaplanmaz ise zımni ret sayılarak dava açılabilecektir. Düzeltme ve cevap süresinin kısaltılması ve zımni ret hâlinde daha erken dava açılabilmesi mükelleflerin lehine olmuştur.

Ayrıca 30 günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse mükellef bu cevabı isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Buradaki süre daha önce altı aydı. Burada da kısaltma yapılarak mükelleflerin daha fazla beklemelerinin önüne geçilmiştir. Mükelleflerin yargıya başvurmaları için gerekli süreler kısaltılmıştır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda 7331 sayılı Kanun’la yapılan süre kısaltmaları ile vergi hatlarının düzetilmesinin daha hızlı yapılması yönünde adımlar atılmıştır. Bu adımlar mükelleflerin işlerinin hızlıca görülmesi bakımından olumludur.

Dr. Hüseyin Işık

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri