Girişim Sermayesi Fonuna Sağlanan Vergi Avantajları

Girişim sermayesi esas olarak Sermaye Piyasası mevzuatında düzenlenmiş bir kavramdır. Girişim sermayesinin amacı girişimcilerin yaratıcı fikirlerini ve yeni üretim yöntemlerini uygulamaya geçirebilmeleri için gerekli olan finansman ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Yüksek risk ve karşılığında yüksek getiri beklentisine dayalı olarak ortaya çıkmış bir finansal araçtır. Bu finansal araç 6322 sayılı Kanun ile Vergi Mevzuatı’na dahil edilmiş ve 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. On yıldan fazla bir süredir uygulanmaktadır. Böylelikle girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarına teşvik edici vergi düzenlemeleri getirilmiştir. Bu ayki makalemizde Girişim Sermayesi Fonu’na sağlanan vergi avantajları üzerinde durulacaktır.

Fonun nasıl ayrılacağı ve kullanılacağı Vergi Usul Kanunu’nda, mükellefler türleri itibarıyla vergi istisnaları ve vergi indirimleri Kurumlar Vergisi Kanunu ile Gelir Vergisi Kanunu’nda yer almıştır.

Fonun ayrılması ve kullanımı

Fon, Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 325’inci maddesinde “Girişim Sermayesi Fonu” başlığı altında düzenlenmiştir.

İşletmelerin bilançolarında pasifte ayrılan bir fondur. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar pasifte geçici bir fon hesabında tutulur.

Hem kurumlar vergisi hem de gelir vergisi mükelleflerinden bilanço esasına tabi olanlar bu fonu ayırabileceklerdir. Fon, Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla ayrılacaktır. Ayrılabilecek fon ilgili dönem kazancı veya beyan edilen gelir üzerinden ayrılacaktır. Fonun azami tutarı kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10'unu ve öz sermayenin %20'sini aşamayacaktır.

Mükelleflerce, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılmaması hâlinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

Bu fon, amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması, dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması veya işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi, bölünmesi ya da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde yukarıda belirtilen amaçla yeniden kullanılmaması hâlinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulur.

Kurumlar vergisi istinası ve indirimi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin 1/a-3 fıkrası fonla ilgili vergi istisnasını düzenlemiştir. Düzenleme şu şekildedir. Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler kurumlar vergisinden müstesnadır. Aynı maddenin d/3 fıkrası uyarınca girişim sermayesi yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

Aynı kanunun “Diğer İndirimler” başlıklı 10’uncu maddesinin 1/g fıkrasında düzenleme vardır. Düzenleme göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10'unu aşmayan kısmı kurum kazancından indirilecektir.

Gelir vergisi indirimi

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 89’uncu maddesinin 12 numaralı bendinde düzenleme vardır. Düzenleme şu şekildedir. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10'unu aşmayan kısmı gelirden indirilecektir.

Yukarıda açıklandığı üzere girişim sermayesi yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır. Bunun yanında kurumlar vergisi mükelleflerinin girişim sermayesi fonları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarından elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Hem kurumlar hem de gelir vergisi mükellefleri için girişim sermayesi olarak ayrılan gelirin %10 aşmayan kısmı vergi matrahından indirilebilecektir. Mükelleflerin bu avantajları dikkate alarak yaratıcı fikir ve girişim gerektiren alanlara kaynak aktarmalarında hem kendileri hem de ülke ekonomisi bakımından fayda vardır.

Dr. Hüseyin Işık

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri