Devlete Olan Borçların Tecili

Ekonomik sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gerekli koşullardan birisi de, ticari hayatta borç ve alacakların ödenmesinde sorun yaşanmamasıdır. Sosyal ve ekonomik koşullardaki değişiklikler  nedeniyle ödeme zorluğuna düşen ve bu nedenle faaliyetlerini devam ettirmekte güçlük çeken işletmeler sadece kendi varlıklarını değil, alacaklı olan işletmelerin finansal istikrarını da tehlikeye sokarak ülke ekonomisi üzerinde zincirleme negatif etkilere yol açar. Bu nedenle, ülke ekonomisinin istikrarı açısından ödeme zorluğu çeken işletmelerin desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yer verilen tecil düzenlemeleri ile ödeme zorluğu yaşayan işletmelerin devlete olan borçlarının taksitle ödenmesine olanak sağlanmış, böylece işletmelerdeki finansal sorunların neden olabileceği ekonomik sakıncaların asgari düzeye indirilmesi ve ticari faaliyetler ile finansal sistemin istikrar kazanması hedeflenmiştir.

6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesinde düzenlenen tecil uygulaması ile mali açıdan zor duruma düşmesi muhtemel olan borçlulara, teminat göstermek koşuluyla kamu alacağını 36 ayı geçmemek üzere taksitle ödeyebilme olanağı sağlanmıştır. Kanunun bu maddesi, devlete olan borçların vadesinde ödenmesinin veya haciz tatbikinin ya da haczolunmuş malların paraya çevrilmesinin borçluyu çok zor duruma düşürecek olması hâlinde tüm mükellefler bakımından uygulanabilmektedir.

Diğer yandan, 6183 sayılı Kanun’a eklenen ve 1 Ocak 2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 48/A maddesiyle, çok zor duruma düşmeleri nedeniyle son bir yıl içinde borçlarını ödeyememiş vergiye uyumu yüksek mükelleflere, diğer mükelleflere nazaran daha uygun şartlarla, devlete olan borçlarını taksitlendirerek ödeyebilme imkânı sağlanmıştır.

Düzenlemeye göre, alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçların toplamının 500 bin lirayı (bu tutar dâhil) aşmaması durumunda teminat alınmaksızın, bu tutarın üzerindeki borçlarda ise 500 bin lirayı aşan kısmın %25'i oranında teminat alınarak tecil yapılması mümkündür. Bu madde kapsamında, Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harç, cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zamlarının tecil edilebilmesi öngörülmüş, diğer kamu alacaklarının kapsama alınması konusunda ise Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Madde hükmünden yararlanacak borçluların;

1. Başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları,
2. Başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olmaları (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),
3. Kapsama giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borçlarını iyi niyet sahibi olmalarına rağmen ödeyememiş olmaları gerekmektedir.

Vergiye uyumlu olarak kabul edilen mükelleflerin çok zor hâlleri mali durum analizi yapılarak tespit edilecektir. Mali durum analizine ilişkin usul ve esaslar ile analizde kullanılacak kriterler 22.01.2018 tarih ve 2018/11284 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmiştir. Söz konusu karar uyarınca mükelleflerin çok zor durum dereceleri, likidite ve kaldıraç oranları kullanılarak belirlenecek, uygulanacak tecil süresi ve faiz oranı da bu dereceye göre tespit edilecektir. Çok zor durum derecesinin ağırlığına göre tecil süresi 60 aya kadar uzayabilirken faiz oranı 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesine göre belirlenen tecil faiz oranının yüzde 5’i ile 75’i arasında değişebilecektir.

Devlete olan borçların, özellikle ekonomik kriz ve durgunluk dönemlerinde ertelenerek taksitler hâlinde ödenmesine olanak sağlayan tecil uygulaması hem mükelleflerin içine düştükleri zor durumdan çıkabilmeleri hem de kamu alacağının zamana yayılarak sorunsuz şekilde tahsil edilebilmesi açısından büyük kolaylık sağlamakta olup mükelleflerin tecil uygulamasından yararlanmak için borçlu bulundukları vergi dairesine yazılı olarak başvurmaları yeterli olacaktır.
 

Tamer AKSOY

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri