Temmuz ayı başında OECD (İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı) organizasyonunda dünya ekonomisinin %90’ını oluşturan 130 ülke, uluslararası vergi sistemini reform etmek amacıyla hazırlanan planı kabul etmişlerdir. Uluslararası vergi sisteminin değiştirilmesi ihtiyacı 2008 dünya ekonomik krizinin akabinde hissedilmeye başlanmıştır. G20, OECD ve BM gibi uluslararası organizasyonlar 2010 yılından itibaren uluslararası vergi sitemini tadilattan geçirmek için çalışmalara başlamış ve bu çalışmalar devam etmektedir. 2020 yılına gelindiğinde ise Covid-19 salgını ortaya çıkmış ve bütün ülkeleri etkilemiştir. Covid-19 salgını ülke kamu maliyelerini iki yönden olumsuz etkilemiştir. İlk olarak kamu gelirleri azalmış, ikinci olarak kamu giderleri artmıştır. Kamu gelirleri azalır ve kamu giderleri artarken ülkelerin bütçeleri açık vermiştir. Bütçe açıklarını kapatmak için ülkeler bir dizi önlem almaya ve uygulamaya başlamışlardır. Bunlardan biri uluslararası vergi sistemini vergi gelirlerini artıracak şekilde değiştirmek ve geliştirmektir.
Uluslararası vergi sisteminin reformunda üç önemli nokta karşımıza çıkmaktadır. Bunlar ülkeler arasındaki vergi bilgi değişimini artırmak, vergi cennetlerindeki finansal kaynakları vergilendirmek ve çok uluslu işletmelerin vergi yükünü artırmak şeklindedir. Vergi bilgi değişimini artırmak ve vergi cennetlerindeki finansal kaynakları vergilendirme konusunda G20 ve OECD önemli ilerlemeler kaydetmiş ve bir noktaya gelmiştir. Çok uluslu işletmelerin vergilendirmesinde önemli adımlar atılmış, ancak bir sonuca varılamamış, eksik kalınmıştır. İşte bu eksik nokta bu ayın başında kamuoyuna duyurulan plan ile tamamlanmaya çalışılmaktadır.
G20 ülkelerinin inisiyatifi ve OECD’nin çalışmaları ile çok uluslu işletmeleri vergilendirmek amacıyla Matrah Azaltımı ve Kâr Aktarımı (Base Erosion and Profit Shifting, BEPS) projesi 2013 yılından beri uluslararası vergi kamuoyunda tartışılmaktadır. Bu proje kapsamında on beş eylem planı açıklanmıştır. Ülkelerin eylem planları çerçevesinde birlikte hareket etmesi ve adımlar atması önerilmektedir. Bunlardan en önemlisi ekonominin dijitalleşmesinin getirdiği vergilendirme zorluklarını aşmak için dijital ekonominin vergilendirmesi için yapılması gerekenleri içermektedir. Eylem planı önerilerine rağmen dijital ekonominin vergilendirilmesinde uluslararası bir mutabakat sağlanamamıştır. Mutabakat sağlanamayınca İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, Türkiye ve daha pek çok ülke dijital hizmet vergisini devreye sokmuştur. Dijital Hizmet Vergisi İngilizce GAFATAX olarak adlandırılmıştır. Böyle adlandırılmasının sebebi vergiyi en çok ödeyeceklerin Google, Apple, Facebook ve Amazon şirketleri olmasıdır. Bunların ilk harflerinden GAFA kelimesi elde edilmiş, İngilizce vergi kelimesi olan TAX ilave edilerek GAFATAX kelimesi türetilmiştir. Dijital Hizmet Vergisine karşı en şiddetli direnci Amerika Birleşik Devletleri göstermiştir. Zira bu vergiyi daha çok Amerikan dijital hizmet şirketleri ödeyecektir. Cumhuriyetçi Trump yönetiminde direnç gösterilmekle birlikte, bu vergi yerine farklı bir öneri getirilmemiştir. Seçimlerden sonra işbaşına gelen Demokrat Biden yönetimi dijital hizmet vergisi yerine çok uluslu işletmelerin en az %15 oranında küresel vergi vermesini teklifini uluslararası topluma sunmuştur. Bu öneri G20 ve OECD platformlarında tartışılmış, temmuz ayı başında 130 ülke tarafında kabul edilerek yeni bir aşamaya geçilmiştir.
Çok uluslu işletmelere yönelik bu plan küreselleşen ve dijitalleşen dünyada geçen yüzyıl başında temelleri atılan uluslararası vergi isteminin temel unsurlarını güncellemeye yöneliktir. Planın birbiriyle bağlantılı iki amacı vardır. İlk amaç çok uluslu işletmelerin ekonomik faaliyette bulundukları ve iktisadi değer yarattıkları yerlerde vergi ödemesini zorunlu hâle getirmektedir. Çok uluslu işletmelerin ana merkezlerindeki kârlarının bir kısmı faaliyette bulundukları ülkelere aktarılarak buralarda vergilendirilecektir. Bu kapsamda 100 milyar dolar tutarındaki matrahın azgelişmiş ülkelere doğru aktarılacağı tahmin edilmektedir. İkinci unsur ise çok uluslu işletmenin küresel ölçekte ödeyeceği asgari verginin %15’in altına düşmemesidir. Çok uluslu işletmelere asgari %15 vergi uygulama zorunluluğu getirilmektedir. Asgari vergi sayesinde ülkeler arasındaki vergi rekabetinin sınır getirilmesi ve sıfır vergilemeye kadar inmesinin önü kapatılmasıdır. Asgari vergi sayesinde 150 milyar dolar tutarında küresel ilave vergi geliri elde edilecektir.
Türkiye bu plana imza koyan 130 ülke arasındadır. Çok uluslu işletmelerden daha fazla vergi alınması ülkemize de yarar sağlayacak bir gelişmedir. Ülke vergi gelirlerinin artırılması ve yurt içinde faaliyet gösteren mükelleflerin çok uluslu işletmeler karşısında vergi rekabetinde daha fazla ezilmemeleri için ortaya çıkan bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu amaçla vergi kanunlarının uluslararası vergi sistemine uyumunu sağlayacak şekilde değiştirilmesi ve maliye idaresinin kapasitesinin artırılması yerinde olacaktır.
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.