Yeşil Büyüme

 Yeşil büyüme, OECD tarafından, “Çevresel etmenlerin ve doğal kaynakların insanların refahını ve esenliğini sağlamaya devam ettikleri, aynı zamanda ekonominin de bu hususları dikkate alarak geliştiği büyüme modeli” olarak tanımlanıyor. Küresel iklim değişikliği, nüfus artışı, doğal kaynakların azalması, artan çevre kirliliği gibi gelişmeler dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Ciddi boyutlara ulaşan bu tehditlerle başa çıkabilmek için ekonomilerin dönüşümü, pek çok ülke açısından sürdürülebilir büyüme için izlenmesi zorunlu bir yol hâline geldi. Yeşil büyüme, bu dönüşümün hayata geçirilmesine yönelik bir büyüme modeli olarak ortaya çıktı.

Geleneksel ekonomik büyüme teorileri, kıt kaynakları kullanarak insanların refahını artırmak amacını güder. Bu teorilerde refah artışı gayrisafi yurtiçi hasıla, gayrisafi milli hasıladaki artışla ölçülüyor. Ancak özellikle sanayileşme ve kentleşmenin artmasıyla birlikte gündeme gelen kaynak yetersizliği ve çevre sorunları, bu iki göstergedeki artışın insan refahını temsil etmede yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Çevresel sorunların insan refahını ve ekonomik gelişmeyi etkilemesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan yeşil büyüme modelinde, insan refahı ve ekonomik gelişme çevreye daha saygılı bir yapıya dayandırılıyor.
Sürdürülebilir büyümenin sağlanması ve yoksulluğun azaltılması çerçevesinde yeşil bir ekonomi oluşturmanın ön koşulu olarak yeşil büyüme kavramı, ülkeler düzeyinde ilk kez Mart 2005’te Güney Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleştirilen 5. Çevre ve Kalkınma Bakanlar Konferansı’nda gündeme alındı. Toplantı sonunda, yeşil büyümenin sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmada bir yöntem olduğunu kabul eden bir bildiri yayımlandı. Yeşil büyüme bu bildiride şu şekilde tanımlandı: “Giderek kötüleşen kaynak kısıtı ve iklim krizine rağmen yoksulluğu azaltmak için gerekli ekonomik büyümeyi ve istihdamı yaratmayı destekleyen büyüme stratejisi”.
Yeşil büyüme 2008 küresel ekonomik krizi sonrasında yaşanan ekonomik durgunluk ortamından bir çıkış yolu olarak yoğun ilgi gördü. Küresel ekonomik krize bir cevap olarak, Güney Kore “düşük karbonlu yeşil büyümeyi” ülkenin yeni kalkınma vizyonu olarak benimsedi ve hemen sonrasında 2009 yılında Yeşil Büyüme Ulusal Stratejisi’ni ve 5 Yıllık Yeşil Büyüme Planı’nı açıkladı. Haziran 2009’da yapılan OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda “yeşil” ve “büyüme” kavramlarının yan yana var olabileceğine ilişkin bir bildiri kabul edildi ve OECD’den ekonomik, çevresel, teknolojik, finansal ve kalkınma yönlerini bütüncül bir çerçevede bir araya getiren bir yeşil büyüme stratejisi geliştirmesi talep edildi. Bu tarihten sonra, OECD yeşil büyümenin temel destekleyicisi oldu ve ülkelerin yeşil büyümeyi hayata geçirme çabalarına katkı verdi. OECD’nin yanı sıra Dünya Bankası ve Yeşil Büyüme Liderleri gibi diğer uluslararası örgütler, düşünce kuruluşları ve akademik kurumların bir bölümü de dikkatlerini bu kavram üzerine çevirdi.
Gerek iklim değişikliği ve çevresel tehditlerle mücadele gerekse çevre koruma ve ekonomik büyüme arasındaki dengenin sağlanması açısından önemli bir araç olarak kabul edilen yeşil büyümenin; sürdürülebilir üretim uygulamaları, değişen tüketim alışkanlıkları, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı ile yeni iş imkânlarının yaratılması dolayısıyla istihdam ve gelir artışı sağlayacağı öngörülüyor. Nitekim UNCTAD’ın (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) 2019 tarihli “Yeni Bir Küresel Yeşil Anlaşmayı Finanse Etmek” başlıklı Ticaret ve Kalkınma Raporu, küresel ekonomik sistemin yaşadığı istikrarsızlaşma, artan borç, belirsizlik, gelirin kutuplaşması ve artan işsizlik gibi sorunların çözümü için yeni teknolojilerle ilgili fırsatları değerlendirmeye; temiz enerji, ulaşım ve gıda sistemlerine büyük yatırımlar yapmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor.
Kaynakça:
Hacı Ahmet Karadaş, Hacı Bayram Işık, Türkiye’de Yeşil Büyüme: OECD Göstergeleri ile İstatiksel Bir Karşılaştırma, Fiscaoeconomia 2019, Vol.3 (1) 268-317.
OECD, Towards Green Growth, 2011.
United Nations Conference on Trade and Development (UNCTAD), Trade and Development Report: Financing a Global Green New Deal, 2019.
United Nations Economic and Social Commission for Asia and the Pacific
United Nations Sustainable Development Goals Knowledge Platform

Uzman Hakkında

Sena Gürsoy
Teşvik ve Hibe Destek

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. 2006 yılında aynı üniversiteden Kamu Yönetimi-Yönetim Bilimleri alanında yüksek lisans derecesini aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında İçişleri Bakanlığı bünyesinde İl Planlama Uzman Yardımcısı olarak başlayan Gürsoy, 2005’te İl Planlama Uzmanlığı’na atandı. 2008 yılından bu yana İzmir Kalkınma Ajansı’nda çalışan Sena Gürsoy, ajansın farklı birimlerinde uzman ve birim başkanı olarak görev yaptı, Genel Sekreterlik görevini vekâleten yürüttü. İyi derecede İngilizce bilen Gürsoy, evli ve bir çocuk babası.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri