Kaynak Verimliliği

İktisat biliminin ilgi alanı; sınırsız olan insan ihtiyaçlarının kıt olan kaynaklar ile erişilebilecek en yüksek düzeyde karşılanmasıdır. İktisat, malların üretilmesi ve tüketilmek üzere toplumun üyelerine dağıtılması için kıt veya sınırlı üretim kaynaklarının ne şekilde kullanıldıklarını inceleyen bir bilimdir. Daha genel olarak toplumların nasıl zenginleşeceği ve refah seviyelerinin nasıl artacağı sorularına cevap arar.

Doğadaki kaynakların kıt olması, onların sürdürülebilir ve verimli bir biçimde kullanılmalarını gerektirir. Kaynak verimliliği denildiğinde ilk akla gelen; üretim sürecinde hammadde, su ve enerjinin verimli kullanılmasıdır. Avrupa Birliği kaynak verimliliğini, sahip olduğumuz kaynakların (toprak, hava, su, biyoçeşitlilik, ekosistemler vb.) daha verimli kullanılması ya da daha az kaynak ile daha çok iş yapmak olarak ve kaynak kullanımı ile ortaya çıkan olumsuz etkilerin azaltılması olarak tanımlamaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ise kaynak verimliliği kavramını; doğal kaynakların sürdürülebilir bir yolla verimli şekilde ortaya çıkarılması, işlenmesi ve tüketilmesinin yanı sıra tüketimden kaynaklanan çevresel etkilerinin tüm yaşam döngüleri boyunca azaltılması olarak tanımlamaktadır.

Kaynak verimliliği ile daha az hammadde tüketimi yoluyla üretim yapılarak insani ihtiyaçlara cevap verilirken, dünyanın ekolojik taşıma kapasitesinin de korunması hedeflemektedir. Aynı zamanda geleneksel kirlilik kontrolü yöntemlerinin aksine atık oluşumunu kaynağında önleyerek veya azaltarak üretimden kaynaklanan çevresel etkileri en aza indirmeyi de amaçlamaktadır. Bu şekilde daha yüksek kârlılığın yanı sıra yeni teknolojilerin gelişmesi teşvik edilerek ve istihdam artırılarak üretimde yenilik ve büyüme potansiyeli açığa çıkarılmaktadır. Üretimde yeni proseslerin geliştirilmesi ve uygulanması ile ekoverimli ürünlerin tasarımı, atıkların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı da sağlanmaktadır.

Kaynak verimliliği, ekonomik faaliyetlerin doğal kaynakları nasıl faydalı ürünlere veya ekonomik çıktıya dönüştürdüğünü ifade eder. Teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin beraberinde getirdiği çevresel zararların artması, yenilenemeyen doğal kaynakların hızla azalması ve kaynakların değerlerinin artması ile imalat sanayinin dünyada rekabetçi konumunun korunması açısından son zamanlarda oldukça önemli bir konu hâline gelmiştir. Artan nüfusa ve gelişen yaşam standartlarına paralel olarak küresel kaynak tüketimi de artmaktadır. Son yüzyılda dünya nüfusu 4 katına çıkarken ekonomik üretim 23 kat artmış, bunun sonucunda 12 kat daha fazla fosil yakıt tüketilmiş, 9 kat daha fazla su kullanılmıştır. 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağı ve tüketim seviyelerinin gelişen ülkelere ve artan nüfusa paralel olarak artacağı tahmin edilmektedir. Mevcut büyüme trendi ise sınırlı kaynaklar nedeniyle sürdürülebilir değildir.

Endüstride kaynak verimliliği, sağladığı olumlu çevresel etkilerin yanı sıra işletmelerin küresel rekabet gücünü de artırmaktadır. İşletmeler kaynak verimliliği yatırımları ile hammadde, enerji ve su gibi doğal kaynakları daha verimli kullanabilir, daha az girdi ile daha çok değer yaratabilir. Bu anlamda kaynak verimliliği yatırımları ile sağlanan avantajlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

·      Maliyet tasarrufu ile daha fazla kâr,

·      Atık yönetimi ve geri dönüşüm ile daha fazla verimlilik,

·      Kaynak verimliliği denetimleri ile yatırım riskinde azalma,

·      Kaynakların tedarik güvenliği,

·      Teknolojik modernizasyon ile daha yüksek üretim kapasitesi,

·      Ürün kalitesindeki artışla daha fazla satış geliri,

·      Karbondioksit emisyonlarının azaltılması ile düşük karbonlu üretim,

·      Kaynakların çevresel etkilerinin azaltılması,

·      Uzun vadeli rekabet gücü.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                              Sena Gürsoy

 

Kaynakça:

·      www.temizuretimmerkezi.org

·      www.tskb.com.tr

·      www.kalkinmasozlugu.izka.org.tr

Uzman Hakkında

Sena Gürsoy
Teşvik ve Hibe Destek

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. 2006 yılında aynı üniversiteden Kamu Yönetimi-Yönetim Bilimleri alanında yüksek lisans derecesini aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında İçişleri Bakanlığı bünyesinde İl Planlama Uzman Yardımcısı olarak başlayan Gürsoy, 2005’te İl Planlama Uzmanlığı’na atandı. 2008 yılından bu yana İzmir Kalkınma Ajansı’nda çalışan Sena Gürsoy, ajansın farklı birimlerinde uzman ve birim başkanı olarak görev yaptı, Genel Sekreterlik görevini vekâleten yürüttü. İyi derecede İngilizce bilen Gürsoy, evli ve bir çocuk babası.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri