Bankacılık dışı alternatif finansman yöntemlerinin dünya genelinde artarak kullanıldığı bir ortamda, özellikle yeni kurulan yüksek potansiyelli firmalar ile hızlı büyüyen KOBİ’ler için bir fırsat olarak görülen yeni finansman türleri, firmaların kredi kanalıyla klasik bankacılığa bağımlılığını azaltarak potansiyel finansal riskleri dengeleyici rol oynamaktadır. Genel olarak taraflar arası (peer-to-peer) borç verme veya doğrudan hisse bazlı yatırım prensibine dayalı bu yöntemler, daha etkin finansal çeşitlendirme olanağı sağlayarak, özellikle küçük şirketlerin sınırlı erişiminin olduğu sermaye piyasalarına da önemli bir alternatif oluşturmaktadır. Alternatif finansman yöntemleri arasında girişim sermayesi, melek yatırımcılık ve kitle fonlaması modellerinin öne çıktığı söylenebilir:
1- Girişim Sermayesi (Venture Capital): Teknoloji ağırlıklı sanayileşme stratejisinin benimsendiği başta ABD, İngiltere, Fransa, Japonya, Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan girişim sermayesi genel olarak; dinamik, yaratıcı ancak finansal gücü yeterli olmayan girişimcilerin yatırım fikirlerini gerçekleştirmeye olanak tanıyan bir yatırım finansmanı biçimi olarak tanımlanabilir. Bir projenin hemen her aşaması girişim sermayesi ile finanse edilebilir. Temel olarak bir projenin araştırma geliştirme aşamasında finanse edilmesi en bilinen finansman şeklidir. Yüksek belirsizliği nedeniyle aynı zamanda en riskli finansman aşaması olan bu ilk devrede ortada henüz hiçbir fiziki ürün olmayıp yalnızca bir fikir ve bunun gerçekleştirilmesine ilişkin maliyetler söz konusudur.
İkinci en riskli finansman aşaması, ürün geliştirme sürecinin veya pazara sunma aşamalarının finansmanını kapsayan başlangıç sermayesi finansmanıdır. Bu devrede, ticari amaçlı üretim ve satış için fon gereksinimi duyan firmalara kaynak aktarılır.
Bir başka finansman tekniği ise tam kapasiteye ulaşmak için hâlen ek finansmana ihtiyaç duyan firmalara yönelik olanıdır. İleri aşama finansman tekniklerinden olan gelişme ve büyüme sermayesi ise hâlen faaliyette olan şirketlerin büyümelerinin finansmanına yöneliktir. Eğer şirket halka açılma aşamasına gelmiş ve hâlen bazı ek kaynaklara ihtiyaç duyuyorsa bu kapsamdaki finansmanı gündeme gelecektir.
Diğer girişim sermayesi yatırımları ise yerine koyma veya şirket kurtarma finansmanı tarzındadır. Yerine koyma finansmanında halka açılma öncesi projeden çıkmak isteyen ortakların paylarının satışının sağlanması hedeflenir.
Kurtarma finansmanında ise zarardaki bir firmanın bazı ek finans olanakları ile kârlı bir hâle getirilmesi söz konusudur. Bu yöntemle az sayıda sermaye sahibinin ortaklığıyla yatırım yapılabileceği gibi kurulan fonlar aracılığıyla çok sayıda yatırımcı da firmalara finansman sağlayabilmektedir.
2- Melek Yatırımcılık (Angel Investment): Girişim faaliyeti en temelinde iş fikri ve iş fikrinin hayata geçirilmesi için gerekli finansmanın sağlanması ile bütünlük kazanır. Başlangıç aşamasında girişimci için yakın çevre ve kamu kaynakları dışında en önemli finansman yöntemi “melek yatırımcılık”tır. Melek yatırımcılık; erken aşamada olan yüksek risk ve yüksek büyüme potansiyeli içeren girişimcilere yapılan yatırımı ifade etmektedir. Girişime, yaptığı yatırım miktarı karşılığında hisse almakla beraber bireysel destek sunmaktadırlar. Girişim sermayesi ile yapılan yatırımlarda satın alınan firmanın içsel yönetimine genelde müdahale edilmezken, melek yatırımcılar sermayeleri yanında bilgi ve tecrübeleriyle bizzat şirketlerin yönetiminde aktif rol alırlar. Melek yatırımcılığı girişim sermayesinden ayıran en temel özelliğin şirket yönetiminde aldıkları bu aktif rol olduğu söylenebilir.
3- Kitle Fonlaması (Crowdfunding): Temel olarak çevrim içi platformlar üzerinden tanıtılan proje ve şirketlere ilgili küçük yatırımcıların doğrudan fon sağlaması olarak özetlenebilir. Kitle fonlaması, bir başka ifadeyle birçok küçük yatırımcının birleşerek kendilerinin seçtiği bir projeye karşılıklı ya da bazen sembolik karşılıklı bir biçimde ortak olması, ürün geliştirme aşamasındaysa ön sipariş vermesi ya da bağışta bulunarak girişimcilere sermaye sağlaması şeklinde de değerlendirilebilir. Bu yapı, internet vasıtasıyla girişimlere belirli amaçlar doğrultusunda bağışçı olarak, ödül karşılığı, borç vererek ya da hissedar olarak finansal kaynak oluşturma için bir açık çağrıyı içermektedir. Belirtildiği üzere kitle fonlaması pay tabanlı fonlama yanında, borç ve ödül veya bağış yöntemleriyle de yapılabilmektedir. Kitle fonlaması mekanizmasının farklı alt uygulamaları da söz konusudur:
Bağış Temelli Kitle Fonlaması, çok sayıda katılımcıdan küçük bir miktar bağış yapmasını isteyerek bir projeye para kaynağı sağlamanın bir yoludur.
Ödül Temelli Kitle Fonlaması, teminat tutarlarına karşılık gelen farklı seviyelerde ödüllerin belirlenmesini içerir. Standart bir ödül kampanyası en az üç seviye teminat/ödül sunar.
Eşler Arası (P2P) veya Borç Temelli Kitle Fonlaması sisteminde start-up’lar birkaç kişiden çevrim içi para ödünç alırlar ve proje bittikten sonra geri öderler.
Borç Verme Usulü ile Kitle Fonlaması sisteminde girişimciler, belirlenmiş bir faiz oranı ile önceden belirlenmiş bir zaman çizelgesinde, borç verenlere geri ödeyecekleri krediler şeklinde kendilerine süreli bir fon yaratırlar.
Özkaynak Kitle Fonlaması sisteminde yatırımcılar, borsada işlem görmeyen bir şirkete, söz konusu şirkette pay sahiplerinin paylarına eşit haklar karşılığında yatırım yapmaktadırlar.
Özel sektör kuruluşlarının yatırım finansmanında kullanabilecekleri yenilikçi finansman yöntemleri dünyada hızla gelişip yaygınlaşırken teknolojik ilerlemeler ve internet kullanımının yaygınlaşması bu gelişimi daha da hızlandırmaktadır. Ülkemizde girişim sermayesi ve melek yatırımcılık düzenlemeleri 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun yürürlüğe girmesini takiben 2013 yılı ve sonrasında uygulama alanına girerken paya dayalı kitle fonlaması tebliği ise 03/10/2019 tarih ve 30907 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, finansman süreçlerine katılan kişi sayısı ne kadar artarsa finansman imkânları da o kadar genişleyecek, aynı zamanda projelerin tanınırlığı ve bilinirliliği o kadar artacaktır. Dolayısıyla yatırım projeleri için kitle fonlaması önemli bir alternatif olarak değerlendirilmelidir. Yeterli kaynağa sahip olmayan ancak iyi bir fikri olduğunu düşünen girişimciler sanal platformlarda geniş katılımlı fon çağrıları yapabilirler.
Prof. Dr. Ali Hepşen
04.07.2023
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden 2002 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde başladığı Finans Yüksek Lisans Programı’nı 2004 yılında tamamlayarak finans uzmanı unvanını aldı. 2010 yılında doktor, 2012’de doçentlik, 2018’de profesörlük unvanına hak kazandı. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı’nda başladığı meslek yaşamını hâlen aynı kürsüde sürdüren Prof. Dr. Ali Hepşen’in eğitim ve uzmanlık alanları; şirketlerin kurumsal yapıları ve yönetimi, şirketlerde mali tablolar analizi, işletmelerde finansal yönetim, şirket değerlemesi, risk yönetimi ve gayrimenkul finansmanıdır.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.