Proje Bazlı Teşvik Sisteminin İşletmeler Açısından Önemi ve Faydaları

Yatırım Teşvik Belgesi; yatırımın karakteristik değerlerini ihtiva eden, yatırımın bu değerler ve tespit edilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi hâlinde üzerinde kayıtlı destek unsurlarından istifade imkânı sağlayan bir belgedir. 28.12.2019 tarih ve 30992 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ” ile ise proje bazlı devlet yardımı verilmesine ilişkin karar kapsamında yer alan desteklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna göre gerçek kişiler, adi ortaklıklar, sermaye şirketleri, kooperatifler, birlikler, iş ortaklıkları, kamu kurum ve kuruluşları (genel ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri, belediyeler ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların sermaye bileşimindeki hisse oranları yüzde elliyi geçen kurum ve kuruluşlar) ve kamu kuruluşu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler ve vakıflar ile yurt dışındaki yabancı şirketlerin Türkiye’deki şubeleri teşvik belgesi düzenlenmesi için müracaat edebilirler.

Proje bazlı teşvik sisteminin amacı; ülkemizin mevcut durumda veya gelecekte ortaya çıkabilecek kritik ihtiyaçlarını karşılayabilecek, arz güvenliğini sağlayabilecek, dışa bağımlılığı azaltabilecek, teknolojik dönüşümü gerçekleştirecek, yenilikçi, AR-GE yoğun ve katma değeri yüksek, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında asgari 50 milyon TL, diğer yatırımlar için asgari 500 milyon Türk Lirası üzerindeki yatırım projelerinin proje bazlı olarak özel destek mekanizmaları ile desteklenmesidir. İlgili desteklere yönelik olarak başvuracak projelerin aşağıda yer alan yatırım alanlarında yer alması gerekmektedir:

·         Ülkemizin mevcut durumda veya gelecekte ortaya çıkabilecek kritik ihtiyaçlarını karşılayabilme,

·         Ülkemizde üretim kapasitesi yetersiz olan ürünlerde arz güvenliğini sağlayabilme,

·         Ülkemizin teknoloji açığı olan alanlarda teknoloji kapasitesini geliştirme,

·         Dış ticaret açığı verilen alanlarda ithalat bağımlılığını azaltma,

·         Yüksek katma değerli olma,

·         Ülkemizde üretimi olmayan yeni nesil teknolojiler kullanılarak üretim yapılmasını sağlayabilme,

·         Farklı sektörlerde ülkemize rekabet gücü kazandırabilme,

·         Etkileşimde olduğu sektörlerde teknolojik dönüşümü hızlandırma ve bu sektörlerin gelişimine katkı sağlayabilme,

·         Yenilikçi ve AR-GE’ye dayalı yatırım olma,

·         Cari işlemler dengesini olumsuz etkileyen ve hammadde sıkıntısı yaşanılan sektörlerde gerçekleştirilecek yüksek katma değerli işlenmiş ürünlerin üretimine yönelik yatırım olma,

·         Ülkemizin hammadde potansiyelinin değerlendirilmesine olanak sağlayan entegre üretime yönelik yatırım olma.

Proje bazlı teşvik sistemi kapsamında sağlanabilecek teşvik unsurlarını ise aşağıda özetlemek mümkündür:

KDV İstisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi, Desteği, Nitelikli Personel Desteği, Faiz veya Kâr Payı Desteği, Belirli Süre ve Miktarda Kamu Alım Garantisi, Yatırım Yeri Tahsisi, Projenin Gerektirdiği Durumlarda Altyapı Desteği, Kanunlarla Getirilen İzin, Tahsis, Ruhsat, Lisans ve Tesciller ile Diğer Yasal ve İdari Süreçlerde Kolaylaştırıcı Düzenleme Yapılması, Yatırım Yeri Tahsisi ve Hibe Desteği…

İşletmelerin büyümesi ve sürdürülebilirliklerinin sağlanması açısından önemli olan devlet destek ve hibeleri içerisinde önemli bir paya sahip olan bu tür desteklerin işletmeler tarafından mutlak olarak kullanılması gerekmektedir. 

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Ali Hepşen
Şirketlerin Kurumsal Yapıları

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden 2002 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde başladığı Finans Yüksek Lisans Programı’nı 2004 yılında tamamlayarak finans uzmanı unvanını aldı. 2010 yılında doktor, 2012’de doçentlik, 2018’de profesörlük unvanına hak kazandı. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı’nda başladığı meslek yaşamını hâlen aynı kürsüde sürdüren Prof. Dr. Ali Hepşen’in eğitim ve uzmanlık alanları; şirketlerin kurumsal yapıları ve yönetimi, şirketlerde mali tablolar analizi, işletmelerde finansal yönetim, şirket değerlemesi, risk yönetimi ve gayrimenkul finansmanıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri