Şirketlerin ürün ve hizmetlerdeki geleneksel kampanyalarında, ülkelerin, bölgelerin geçmiş tüketim alışkanlıkları, saha araştırması sonuçları, demografik ve gelişmişlik verileri gibi sınırlı yeteneğe sahip verileri kullanıyordu. Günümüzde durum biraz daha farklı bir hâle geldi. Geçmiş dönemlerde kullanımı mümkün olmayan yeni tip veriler sürece dahil oldu.
Tüketicilerin çevrimiçi hareketleri, tepkileri, davranışları, eğilimleri, yaşam tarzları, sosyal eylemleri vb. birçok spesifik veriyi toplayıp, bu verilerin analitik modellenmesi ile yeni tüketici profilleri tanımlamak mümkün.
Temel demografik bilgilerin yanında psikolojik ve beşeri etkenlerin de dahil edildiği bu profilleme, tüketicilerin farklı gruplara ayrılmasına ve her grup için farklı stratejiler oluşturulmasına imkân sağlıyor.
Henüz tüketim ürünü olarak kullanılmayan x ürünü ile ilgili tüketiciler kendi içerisinde farklı kategorilerde profillenerek, hangi tarz reklam ve bilinirlikle ikna edilebilecekleri ihtimalleri skorlanabiliyor, bu kitleyle de yeni teknolojik araçlar yoluyla etkileşim kurulabiliyor.
En temel bağlamda bir ürün kampanyası, vatandaşların listelerine, iletişim bilgilerine, demografik ve coğrafi bilgilerine ihtiyaç duyar. Günümüzde ise gelişen teknoloji ile beraber tüketicilerin hayat tarzları, tüketim ölçütleri, ürün eğilimleri, kişilik profilleri, satın alma karakteristikleri, hobileri ve endişeleri gibi bireysel bilgileri de kullanılmaktadır.
Günümüz özel sektörünün en önemli gündemi doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru mesajı, doğru kanaldan iletmektir. Genel anlamıyla dijital dönüşüm geçiren dünyamızda, bilgisayarların işlem kapasitelerinin yükselmesi, disklerin depolama alanlarının artması ve kaynak çeşitliliğinin fazlalaşmasıyla beraber, verilerin bu eksende ürün ve hizmet reklam ve yönlendirme kampanyalarında kullanılması stratejik olarak büyük fayda sağlamaktadır.
Psikolojik ve sosyolojik özellikler olarak ifade edilen bu veriler, tüketicilerin daha derin manada analiz edilmesine imkân sağlıyor. Psikometrik veriler insanların öncelikle nasıl davrandıklarına, daha sonra nasıl düşündüklerine, hissettiklerine ve inandıklarına odaklanıyor. Çok daha karmaşık değişkenler içeren psikometrik veriler ile tüketicilerin modellenmesi, daha keskin şekilde yapılabiliyor.
Aynı zamanda farklı sosyolojik ve psikolojik karakteristiğe sahip tüketiciler içinde yer alan vatandaşların da belirlenmesi sağlanıyor. Bu belirleme sürecinde, benzer psikometrik profillere sahip kişiler keşfedilebiliyor.
Psikometrik veriler, geleneksel olarak kullanılan demografik verilere ekleniyor ve bunun sonucunda tüketici modellemesi yapılabiliyor. Bu modellemeler ise tüketicilerin “davranış” özelliklerine daha derin bakmaya olanak veriyor; her kitle için farklı türde içeriğin oluşturulmasını, doğru kitleleri belirlemeyi ve reklam ve tutundurma kampanyalarının veriminin büyük oranda artırılmasını sağlıyor.
İnsanların çevrimiçi ortamda yaptıkları tüm eylemler kaydedilir. Tüm bu veriler bahsi geçen modellemelere dahil edildiğinde ise insanları bireysel anlamda etkilemede ciddi derecede güçlü olabilecek stratejiler geliştiriliyor. “Facebook üzerindeki bir kullanıcıyı, beğendiği 10 adet gönderiyi analiz ederek iş arkadaşı kadar iyi şekilde profilleyebiliriz. 70 tane beğeni ile iyi bir arkadaşının yapabileceği düzeyde profilleyebiliriz. 150 beğenide annesi kadar, 300’den fazla beğenide ise eşinin başarabileceği bir düzeyde profillemeyi başarabiliriz.” diyor Michal Kosinski. Bu çerçevede son olarak şunu belirtebiliriz ki rekabetçiliğin yeni teknolojik ticari dünyayla son derece ilintili olduğu bir dönemde, yeni üretim ve tüketici mantığını anlamadan işletmelerimizin hayatta kalma olasılığı azalıyor.
Dr. Selim Süleyman