İster bir işletmenin yöneticisi, ister odacı olun herhangi bir sıfatla bağımsızlıktan karşılıklı bağımlılığa geçtiğiniz zaman liderlik rolünü üstlenmiş olursunuz. Bu, başkalarını etkileyecek bir konumdur ve kişiler arası etkili liderliğin alışkanlığı “Kazan/Kazan” diye düşünmektir.
Kazan/Kazan, bir teknik değildir. Bu, insanlar arasındaki etkileşimle ilgili bütüncül bir felsefedir. Aslında insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin altı paradigmasından biridir. Diğer paradigmalar ise şunlardır: Kazan/Kaybet, Kaybet/Kazan, Kaybet/Kaybet, Kazan, Kazan/Kazan ya da Anlaşma Yok.
Kazan/Kazan zihinsel ve duygusal bir düşünce tarzıdır. Bütün insan etkileşimlerinde sürekli olarak karşılıklı yarar arayışındadır. Kazan/Kazan, anlaşma ve çözümlerin karşılıklı yarar ve hoşnutluk sağlaması anlamına gelir. Bir Kazan/Kazan çözümüyle taraflar bu karardan memnun kalır ve hareket planına karşı bağlılık hissederler. Kazan/Kazan, yaşamı bir rekabet arenası değil, bir işbirliği alanı olarak görür. Kazan/Kazan, üçüncü ve daha iyi bir seçeneğe inanmak demektir. Bu iki tarafın da yönteminden daha iyi bir yöntemdir.
Yukarıda bahsedilen altı paradigmadan hangisinin en iyisi olduğu elbette duruma göre değişir. Örneğin; bir futbol takımı söz konusuysa elbette, takım kazanınca diğeri kaybeder. Ancak uzun vadeli sürdürülmek istenen ilişkilerde, örneğin işletme içi ilişkilerde bir rekabet ortamı yaratmak istenilmez. Benzer olarak tedarikçiler ve benzeri, uzun dönemli ilişkilerin sağlıklı yürümesi istenen taraflarla da Kazan/Kazan uygulamak en akıllıca olanıdır. Uzun dönemli işbirliğinin gerekli olduğu durumlarda bunu sağlamayacak bir paradigmaya başvurmak doğru değildir.
Örneğin; pazarlık içeren bir satış sürecinde, o anda pazarlıkta üstün gelen taraf gerçekte kazanmış olmayabilir. Mal alan kişinin bu sonuçtan sonra mal almaya devam edeceği söylenemez. Çünkü görünüşte bir tartışmada bir taraf kazansa bile, diğer tarafın bu kişiye karşı olan duyguları, tutumu ve bu ikisinin ilişkisi bu durumdan etkilenir.
Uzun vadede iki taraf için de bir kazanç yoksa iki taraf da kaybetmiş olur. Bu nedenle karşılıklı bağımlı gerçekliklerde tek geçerli seçenek, Kazan/Kazan’dır. Kazan/Kazan’ın sağlanamadığı durumlarda taraflar iki tarafın da işine yarayacak bir ortak çözüm bulunamadığı durumda dostça “Anlaşma Yok” prensibinde anlaşabilirler. Çünkü bu, temelde sağlanmayan bir anlaşma ortak değerleri ve prensipleri sağlayamadığı için uzun vadede işlememe riskini taşır.
Dr. Selim Süleyman