Yabancı Yatırımcıların Oy Hakkı

Sınır ötesi oylamanın önündeki engeller ortadan kaldırılmalıdır.

Yabancı yatırımcılar paylarını genellikle aracılar zinciri ile ellerinde bulundururlar. Paylar sıklıkla aracı kuruluşlardaki hesaplarda tutulur, aslında bunlar da borsada işlem gören şirketin üçüncü bir ülkede bulunması hâlinde bir başka ülkedeki diğer aracı kuruluşlar ve merkezi kayıt kuruluşlarındaki hesaplarda tutulur. Bu sınır ötesi zincirler yabancı yatırımcıların oylama haklarını kullanma yetkilerini belirlemeye ve bu yatırımcılarla iletişim sürecine ilişkin birtakım özel zorluklara yol açabilmektedir. Çok kısa bildirim süreleri veren şirket uygulamaları ile birlikte pay sahiplerine şirketin toplanma bildirimine karşılık vermek ve karar verilecek maddelere ilişkin bilgiye dayanan kararlar vermeleri için çok kısıtlı zaman kalmaktadır. Bu da sınır ötesi oylamaları zor kılmaktadır.

Hukuki ve düzenleyici çerçeve sınır ötesi durumlardaki oylama haklarını kimin kontrol etme yetkisi bulunduğunu netleştirmeli ve gereken durumlarda depo etme (saklama) zincirini basitleştirmelidir. Buna ek olarak, bildirim süreleri yabancı yatırımcıların gerçekten ortaklık haklarını yerli yatırımcılarla aynı imkânlarda kullanabilmesini sağlamalıdır. Yabancı yatırımcıların oy kullanmalarına olanak sağlamak için kanunlar, yönetmelikler ve kurumsal uygulamalar ayrımcı nitelikte olmayan bir şekilde elektronik yollarla katılımı sağlamalıdır. Kurumsal pay sahipleri de dahil olmak üzere pay sahiplerinin, suistimali engelleyecek istisnalara tabi olmak üzere, “İlkeler”de tanımlanan temel ortaklık haklarına ilişkin konularda birbirlerine danışmalarına izin verilmelidir.

Bilinmektedir ki dağınık ortaklık yapısına sahip şirketlerde bireysel pay sahipleri harekete geçmenin maliyetini garantilemek veya performansın gözetimine yatırım yapmak için şirkette çok ufak paya sahip olabilirler. Üstelik, eğer küçük pay sahipleri bu tip faaliyetler için yatırım yaparlarsa diğerleri de herhangi bir katkı yapmadan bunların sonuçlarından fayda sağlarlar (diğer bir deyişle hazıra konmuş olurlar). Yatırımların gözetimi için daha düşük teşviklere yol açan bu etki; kurumlar, özellikle vekil olarak hareket eden finansal kurumlar için şirketlerde mülkiyetlerini önemli bir paya arttırma veya sadece çeşitlendirmeye karar vermeleri aşamasında muhtemelen daha az sorun teşkil etmektedir.

Ancak önemli bir paya sahip olmaya ilişkin diğer maliyetler hâlâ yüksek olabilmektedir. Birçok örnekte kurumsal yatırımcıların bunu yapması engellenmektedir, çünkü bu onların kapasitelerinin ötesindedir veya ihtiyatlı olmaktansa bir şirkete sahip oldukları varlıkların daha fazlasını yatırmalarını gerektirebilir. Portföy çeşitlendirmesinin lehinde bir durum yaratan bu asimetriyi aşmak için yönetim kurulu üyelerinin aday gösterilmesi ve seçilmesinde, gündeme teklifler koyulmasında ve şirketin kurumsal yönetimini geliştirmek için şirketle doğrudan görüşmeler yapılmasında birlikte hareket etmelerine izin verilmeli hatta teşvik edilmelidir. Daha genel bir ifade ile pay sahiplerine, vekâlet talebi formalitelerine uyma zorunluluğu olmaksızın birbirleriyle iletişim kurabilme olanağı tanınmalıdır.

Ancak yatırımcılar arasındaki iş birliğinin piyasayı manipüle etmek ve herhangi bir devralma veya kamuya açıklama düzenlemelerine tabi olmadan şirketteki kontrolü ele geçirmek için de kullanılabileceği bilinmelidir. Ayrıca iş birliği rekabet hukukundan kaçınmak amacıyla da yapılabilir. Fakat iş birliği şirket kontrolüne ilişkin meseleleri içermiyorsa veya piyasa etkinliği ve adaletiyle ilgili endişelerle çatışmıyorsa, daha etkin pay sahipliğinin faydalarından yararlanılabilmelidir. Pay sahiplerine netlik sağlamak amacıyla düzenleyiciler iş birliğinin biçimleri ve devralma ve diğer kurallar kapsamında birlikte hareket etmeyi oluşturan veya oluşturmayan anlaşmalar üzerine rehber açıklamalar yayınlayabilirler.

Prof. Dr. Kadir Tuna

23.06.2023

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Kadir Tuna
Finansal Yönetim

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri