Finansal Dönüşüm

Dünya ekonomisi, eşine az rastlanır dönemlerin birinden geçiyor. Son yüzyılda değişimin çok hızlı olması, birçok yeni girişimci için büyük fırsatlar sunarken, eskiyen yapıyı onaramayan işletmeler için yıkım olmuştu. Son 30 yılda krizlerin gölgesinde büyüyen dünya ekonomisi, ilk defa çıkış noktasını bulmakta zorlanıyor. Böylesine belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde yeni rota belirlemek zorlaştı. Özellikle küçük ve orta boy işletmeler açısından finansal politikaların gözden geçirilme zamanı. Geçmişe dair bazı alışkanlıklar şirketimizi bugünlere getirmiş olsa da bundan sonra varmak istediğimiz limana ulaşmamızı zorlaştırabilir.

Kendi işini kurmak ya da mevcut işini büyütmek isteyen birçok işletme yeni dönemde yoluna devam edemeyecek. Böylesine bir sonuçla karşı karşıya kalınmasının birçok nedeni var.

-Bunların başında yetersiz işletme sermayesi ile düşe kalka yoluna devam eden işletmeler geliyor. Büyük, küçük her işletme bilanço dengesini iyi yönetmeli. Alacak borç ilişkisinde bozulma, yeni borçlanma ile sürdürülmeye çalışılması mümkün değil. İstisnai dönemlerde işletmeler başarılı olmuş ise de ekonomik türbülansın yüksek olduğu dönemlerde başarı şansı düşüktür. Küresel ekonomide dalgalanmaların daha yüksek frekansta olduğu bir döneme girildi. Böylesi dönemlerde talepteki belirsizlik, nakit darlığı ve yüksek işletme sermayesi ihtiyacına neden olur. Yüksek işletme sermayesine ihtiyaç duyulan ve uzun süre devam edecek bir dönemin içindeyiz.

-Kazancını hedeflerine uygun olarak sermayesini güçlendirmek için kullanmayan işletmelerin yabancı kaynak ile varlıklarını uzun döneme taşımaları mümkün gözükmüyor. İşletmelerin genel hatası düşük sermaye ve yüksek borçlanma ile finansal koşulları sürdürmek. Fonlama maliyetlerinin sonsuza kadar düşük kalması mümkün olmadığına göre, işletmelerin yabancı ve özkaynak dengesindeki hassasiyeti son derece önemli. Geçmişte olduğu gibi kriz sonrası oluşan bol likidite ortamı, artan enflasyon ile birlikte fonlama maliyetlerinin de yükselmesine neden olmuştur. Covid-19 sonrası büyük merkez bankalarının cömertçe sunduğu likidite imkânlarının er ya da geç sonuna gelinecek. İşletmeler böyle bir duruma hazırlıklı olmalı. Sermayesi güçlü işletmelerin ayakta kalabilmesi, süreci yönetebilmesi de çok daha başarılı.

-Her sektörün kârlılık oranları farklı olsa da içinde bulunduğumuz şartlarda birçok sektörün mevcut kârlılığını koruması çok mümkün gözükmüyor. Hâlihazırda serbest piyasa koşullarının sunduğu fırsatları değerlendirmek için birçok sektöre yeni oyuncu girdi. Birçok sektörde pazar büyümediği gibi önümüzdeki dönemde daralması bekleniyor. Bazı sektörler Covid-19 ile yeni pazarların büyümesine imkân sağlasa da büyümenin kalıcılığı konusunda endişe taşımalıyız. İşletmeler mevcut kârlılıklarını gözden geçirmeli, kârlılığı artıcı politikalara yoğunlaşmalı.

-Birçok işletme sahibinin yaptığı hataların başında, işletme kazançlarının tasarrufuna ilişkin yanlış kararlar geliyor. İşletmeyi zora sokacak harcamalar, getirisi olmayan plansız yatırımlar sıkça yapılan hatalardan. İşletmelerin riski farklılaştırma adına tecrübelerinin olmadığı sektörlere yatırım yapması en büyük hatalardan biri. Herhangi bir sektörde uzmanlaşma için uzun yıllara ihtiyaç var. Sektöre dair iyi araştırma yapmadan karar alınması da telafisi mümkün olmayan finansal kayıplara neden oluyor.

-Alışkanlıklar değişiyor, değişim devam edecek. Tüketicilerin cebindeki parayı harcama kararı alma süresi uzadı. Daha önce satın alma kararını hızla alan tüketici, şimdilerde satın alacağı mal ve hizmetin ona sağlayacağı fayda düzeyini daha sıkı analiz ediyor.

KOBİ’LERİN KURUMSALLAŞMASI

Kurumsal Dönüşüm

İşletmeler kurumsal bir kimlik kazanmadıkça faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve zorlukların üstesinden gelebilmeleri mümkün değildir. Kriz dönemleri bir nevi turnusol görevi görür. İşletmelerin krizi yönetebilme becerileri ve yeni fırsatları değerlendirme kabiliyetleri son derece önemlidir. Büyüklüğü ne olursa olsun, işletmelerin devamlılığı sağlayan önemli unsurlar vardır. İşletme ahlakı, işletmenin hedefleri, işletmenin müşteri, kamu ve tedarikçiler ile ilişkisi, muhasebe, finans, pazarlama ve satış politikaları ve son olarak çalışanların işletmeye bakışı son derece önemlidir. Tüm bu unsurların bir araya gelmesi kurum kültürünü oluşturur. Kurum kültürü ne kadar sağlamsa, kurumsal yapı da o kadar fazla güç kazanır. Kurum kültürü sadece büyük işletmelere ait bir kavram değildir.

Anadolu’da esnaflıkla başlayan ve büyüyen birçok işletmenin temelinde ahlak vardır. Müşteriye karşı dürüst olunması, hiçbir işe hile karıştırılmaması, stokçuluk ya da karaborsacılık yapılmaması ahlaki değerlerin parçasıdır. Anadolu’nun birçok şehrinde iş yerleri sabahın ilk ışıkları ile açılır. Güne erken başlanır. Civar köylerden ya da şehirlerden gelecek olanlar kapıda kalmasın diye erkenden iş yerleri açılır. Sipariş alınan iş varsa söz verilen zamanda hazırlanır, istendiği şekilde teslim edilir. Malın kalitesine kefil olunur. Satılan malda kusur olursa hemen telafi edilir. Keyfi fiyat artışları yapılmaz. Kendisinde olmayan mal varsa, en yakın iş yeri tarif edilir. Mutlaka çırak yetiştirilir. İşin ehli olmayana iş teslim edilmez. Çırak önce kalfa, sonra usta olur. Bir nevi bugünkü modern sistemdeki unvanlar.

Dünyada işletmelerin geçtiği zor bir süreç var. Finansal dönüşüm ile birlikte kurumsal dönüşüme ihtiyaç var. Kurumsal dönüşümde geleceğe yönelik devam için geçmişe bakmak gerekiyor. Son yıllarda her sektörde sayısız yeni işletme faaliyete geçti. Artan tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için yeni ürün ve hizmetler sunuldu. Ancak Covid-19’un insanların yaşam tarzlarında ve davranışlarında önemli düzeyde değişime neden olduğu görülüyor. Bu değişimin hızlanarak devam etmesi bekleniyor. İşletmeler için artık rekabet çok daha güç. Günümüz modern kurumsal şirket teorisinden çok daha fazlasına ihtiyaç var. Tıpkı Anadolu’da hâlen yer yer devam eden eski alışkanlıklar gibi. Müşteriyi merkeze koymak sadece ulaşılabilirliği sağlamak değil, aynı zamanda müşteri şikâyet ve taleplerine çözüm üretmek demek. Fiyatlandırmada adil olmak bugünlerde müşterilerin en fazla sorguladığı konuların başında geliyor.

Dünya ekonomisi belki de çok uzun sürecek bir türbülansın içinde. Bu tür darboğazlar topumdaki her şeyi değişime zorlar. Birçok sektörün risk atında olduğu düşünülürse, işletmelerin bu değişimi iyi yönetebilmesi son derece önemli. Yalın gelecekte çok az sayıda işletme ayakta kalacak. Ayakta kalan işletmelerde kişiler değil sistem daha önemli olacak. Hizmetin kalitesi, müşteriye karşı dürüstlük, doğru fiyatlama daha da önem kazanacak. Artık ihtiyacı olmasa da ihtiyacım olur diye alma dönemi şimdilik kapanmış gözüküyor. Müşterilerin satın almada daha seçici davranması, müşteriyi en merkeze taşıyor. Müşteri merkezli olmayan işletmelerin işi oldukça güç. Müşteri, talepleri için kişiye özel çözüm istiyor. Genel çözümler müşteriler nezdinde giderek itibar kaybediyor. Günümüzde birçok işletme için binlerce şikâyet ve talep var. Şikâyetlerin ortak noktası, müşterilerin karşılaştıkları sorunun, zamanında ve müşteri beklentisini karşılayacak şekilde olmaması. Müşteriler sorunsuz işleyen bir sistemin olmayacağının farkında. Sadece sistemde aksayan durum olduğunda onu mutlu edecek çözümün sunulmasını istiyor.  

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Kadir Tuna
Finansal Yönetim

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri