Tazminata Devlet Garantisi Geliyor

Türkiye’de çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi kıdem tazminatı. Çalışanların yüzde 80’ine yakını çeşitli sebeplerle tazminatını almadan işten ayrılıyor. Aynı şekilde firmalarda bir kıdem tazminatı fonu ya da kaynağı ayırmadığı için işçi çıkarttıklarında zor durumda kalıyor. Yargının en büyük iş yükü bu konuda yaşanıyor. Son dönemde arabulucu şartı getirilse de iş mahkemeleri yine en çok tazminat ve işe geri dönüş davalarıyla meşgul oluyor. Bu sürdürülemez sorunun mutlaka çözümü gerekiyor.
 
Şimdi çözüm için önümüzde çok önemli bir fırsat da bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yapısal Dönüşüm Programı içinde tüm paydaşların bir araya gelerek gerçekleştirecekleri bir kıdem tazminatı reformunu da açıkladı. Böylece bu sorunun çözümü hem işçi hem işveren hem de kamunun bir araya geleceği bir platformda çözüme kavuşturulacak. Peki, bu reform neleri içeriyor, fon sistemi nasıl uygulanıyor?
 
Söylediğimiz gibi tüm paydaşlar bir araya gelerek bir çözüm ortaya koyacaklar. O yüzden detaylarda bu toplantılarda netleşecek. Ancak geçtiğimiz yıllarda bu konu gündeme geldiğinde çizilen çerçeve ve dünya uygulamalarından yola çıkarak bazı konulardaki soruları cevaplamak istiyoruz.
 
Kimleri ilgilendiriyor?

Kıdem tazminatı fonundan 15 milyona yakın çalışan ile 2 milyondan fazla işyeri yararlanacak. Fon hem eski çalışanları hem de yeni işe girecekleri kapsayacak.
 
Yeni sistem ne getiriyor?

Şu anda çalışanlar her çalıştıkları yıl için 30 günlük son brüt ücretleri üzerinden işten çıktıklarında tazminat alıyor. Bu paradan sadece damga vergisi kesiliyor. Yeni sistemde ise işverenlerin peşin olarak her ay işçinin fon hesabına para aktarması öngörülüyor.
 
Çalışanların hayatında ne değişecek?

Mevcut duruma göre;

* Tazminat için 1 yıl bekleniyor.
* Sadece işten atılan alabiliyor.
* Firmalar kaynak ayırmıyor.
* Çalışan tazminatını bilmiyor.
* Kendi ayrılan tazminatı bırakıyor.
* Mahkemeler tazminat dosyası ile dolu.
* Tazminata bir güvence ve katkı yok.
 
Reform sonrası ise;

* Her çalışan tazminat alacak.
* Herkesin kıdem tazminatı garanti olacak.
* İşveren her ay ödeme yapacak.
* Çalışan kendi hesabını görebilecek.
* İş değiştiren tazminat hesabını taşıyabilecek.
* İşveren-işçi arasında tazminat sorunu kalmayacak.
* Devlet katkısı ve fon güvencesi olacak.
 
İşveren kaç lira ödeyecek?

Her yıl için 30 günlük maaş tutarında tazminat kabul görürse aylık olarak brüt maaşın yüzde 8,33’ü fona aktarılacak. Bu yıl asgari ücretli bir çalışan için aylık tazminat ödemesi 213 lirayı bulacak. Bu miktarın bir kısmına BES’te olduğu gibi devlet katkısı olması da düşünülüyor. BES’te devlet katkısı yüzde 25 olarak uygulanıyor. Bu durumda devlet katkısı asgari ücretli için 53,28 TL, İşverenin ödeyeceği prim ise  159,84 TL olacak.
 
30 günden geri adım atılması mümkün mü?

İşveren sendikaları 30 günlük brüt ücret yerine 21 gün öneriyor. Bu durumda her ay brüt maaşın yüzde 5.84'ü hesaba aktarılmış oluyor. Söz konusu hesap aynı zamanda bazı fonlarda değerlendirilip nemalanacağından kaybın önleneceği ileri sürülüyor. Ancak işçi kesimi ise 30 günlük brüt ücret uygulamasından geri adım atmayacaklarını söylüyor.
 
Şu anda çalışanların birikmiş tazminatları ne olacak?

Her türlü formülde çalışanların birikmiş kıdem tazminatları korunacak. Burada çalışanların yasadan sonraki dönem için fona geçmeleri kendi isteklerine bırakılabilir. İsteyen eski sistemde kalabilecek. Mevcut tazminatların peşin olarak ödenmesi ciddi bir kaynak gerektireceği için işverenler karşı çıkıyor. Yeni işe girenler ise direkt fon ile çalışmaya başlayacak. Ancak eski kazanılmış haklardan geri adım atılmayacak.
 Kendisi işten ayrılan tazminat alabilecek mi?

Kıdem tazminatı fonda birikeceği için artık çalışan ile işveren arasında böyle bir sorun olmayacak. Bu yüzden işten ayrılan bir kişinin fondaki parası kaybolmayacak, o fonu yeni iş yerine taşıyabilecek. Ancak bu parayı hemen alıp alamayacağı ise yapılacak toplantılarda belli olacak. Böylece şu anda evlilik, 15 yıl 3600 gün, emeklilik, askerlik  gibi durumlarda alınan tazminat yeni sistemde de bu tür şartlara bağlanabilir. Burada işverenler kalifiye elemanların tazminat sorunu olmadığı için kolayca işten ayrılabilmelerinin iş barışını bozacağını düşünüyor. İşçi kesimi ise şu anda tazminatı yüzünden çıkartılamayan işçilerin kolayca işten çıkartılabileceğini belirtiyor.
 
İsteyen parasını alabilecek mi?

Burada henüz bir netlik yok. Ancak işten ayrılanın mevcut durumdaki gibi fondaki parasını çekmesi yani kıdem tazminatını alması isteniyor. Ancak BES sistemindeki gibi bir süre konulması da gündeme gelebilir.
 
Prim ödenmez ise ne olacak?

Burada denetim devlette olacak. Böylece işçinin parasının garantisi devlet olacak. Fon güvencesi de sağlanacağı için çalışan açısından bir kayıp olmayacak. Bugün sigorta primleri ödenmediğinde de borçlu işveren kabul ediliyor ve çalışanın prim günleri tescil ediliyor.
 
BES fonuyla entegre olması ne getirecek?

Reform açıklaması yapılırken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, tazminat fonunun BES fonuyla entegre edilebileceğini de söyledi. Bu durumda fonların güvencesi ve devlet katkısı imkânı sağlanmış olacak. Böylece tamamlayıcı emeklilik denilen ikinci bir emeklilik imkânı gelmiş olacak.
 
Emekli olunca ikinci maaş mı ödenecek?

Dünyanın birçok ülkesinde değişik formatlarda uygulanan tamamlayıcı emeklilik sistemi aslında özüne bakıldığında çalışanların emekli olduklarında gelirlerinde meydana gelebilecek düşmeleri önleyici bir tedbir olarak görünüyor. Ayrıca çalışırken yapılacak tasarrufların emeklilik döneminde maaş olarak geri dönecek. Şu anda uygulanan otomatik BES sisteminde 56 yaş ve 10 yıl şartıyla emekli olunabiliyor. Oysa yeni işe giren bir erkek SGK sisteminde 60 kadın ise 58 yaşında üstelik 7 bin gün prim ödeyerek emekli olabiliyor. Böylece birçok insan çalışırken BES ile emekli olabilecek, daha sonra SGK emekliliği ile ikinci bir maaşa da kavuşacak.
 
Otomatik BES zorunlu mu olacak?

Tamamlayıcı emeklilik, çalışanların zorunlu olarak girdikleri sosyal güvenlik sistemini destekleyen bir yapıda oluyor. Bu sistem sayesinde çalışanlar, ikinci bir emekliliğe hak kazanabiliyor ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabiliyor. Şu anda Türkiye’de 45 yaşın altındaki çalışanlara uygulanan zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başarıyla uygulanıyor. Burada 2 ay sonra cayma hakkı da bulunuyor. Ancak özellikle devlet destekleri çok önemli. Her yatırılan prim için yüzde 25 katkı sağlanıyor. Yani 100 lira yatıranın 125 lirası oluyor. Ayrıca sistemde kalanlara 1000 lira daha veriliyor. Sistemde kalma süresi tamamlandığında yani 10 yıl 56 yaş dolduğunda emekli maaşı seçeneği tercih edilirse toplanan paranın yüzde 5’i kadar daha katkı yapılıyor. Bu sistemin zorunlu olması gündemde.
 
İşverenin kazancı olacak mı?

Kıdem tazminatı reformu sadece çalışanları değil işverenleri de rahatlatacak. Bugün hiçbir işveren tazminat için kaynak ayırmadığından işçi çıkardığında büyük maliyetlerle karşılaşıyor. Reform işveren açısından ne ifade ediyor ona bakalım.
 
- Çalışanıyla tazminat sorunu yaşamayacak,
- Yüklü mahkeme ve faiz masrafından kurtulacak,
- Tazminatı aylık ve peşin ödeyeceği için yüklü maliyetten kurtulacak,
- Tazminatı son brüt maaş üzerinden ödemek yerine mevcut maaştan zamana yayarak ödeyeceği için kazançlı çıkacak,
- Ödeyeceği primlere devlet katkısı olacak tazminat yükünün bir kısmını kamu karşılayacak,
- Tazminat yükü yüzünden değiştiremediği elemanlarını değiştirebilecek.
 
İşverenlerin çekinceleri neler?

- "Aylık prim yükü çok fazla bunu karşılayamayız.” deniliyor. “Bu yüzden devlet katkısı şart."
- "İstifaya tazminat iş barışını bozar. Tazminat sebebiyle ayrılmayan kalifiye elemanları kaybederiz."
- "İşsizlik sigortası primi fazla ve bu azaltılarak tazminat primine aktarılabilir."
 

Uzman Hakkında

Faruk Erdem
Emeklilik ve Sigorta

Faruk Erdem, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında başladığı gazeteciliğe birçok gazete, televizyon, radyo ve haber ajansında devam etti. Hâlen Takvim Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü olarak görev yapan Faruk Erdem aynı zamanda Sabah ve Yeni Asır gazetelerinde köşe yazarlığı yapmakta, A Haber televizyon kanalında her sabah ekonomi gündemini yorumlamaktadır. Ayrıca A Para kanalında her cuma akşamı yayınlanan çalışma hayatı, vergi, tüketici hakları ve sosyal güvenlik konularını içeren “Bize Sorun” adlı bir programın da yorumculuğunu üstlenmiştir. Erdem, bir dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Hayatı Danışma Kurulu üyeliği de yapmıştır. Sürekli sarı basın kartı sahibi olan Faruk Erdem, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Emeklilik sistemlerini konu alan “Ah Bir Emekli Olsam!” isimli kitabın da yazarıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri