Kısa Çalışanın Yıllık İzni

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte çalışanlar açısından yıllık izin planları da başladı. Hatta birçok çalışan Kurban Bayramı tatiliyle birleştirerek yıllık izinlerini kullandı. Bu yıl yıllık izin konusunda bazı yeni tartışmalar da gündeme geldi. Geçtiğimiz yıl çalışanların bir kısmı kısa çalışma ödeneği alırken bir kısmı da ücretsiz izne ayrılarak nakdi ücret desteği uygulamasından yararlandı. Dolayısıyla bu sürelerde primler yatırılmadı. Yıllık izin süreleri hesaplanırken kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izinde geçen sürelerin dikkate alınıp alınmayacağı da tartışılan konular içinde yer aldı. Bu konuda yasalarımız ne diyor onlara bakarak konuyu değerlendirmek istiyoruz.

Öncelikle yıllık izin konusundaki kuralları kısaca hatırlayalım. Yıllık izin gerek işçilerde gerekse memurlarda anayasal bir hak. Yani işveren “Kullandırmıyorum.”, işçi de “Ben kullanmak istemiyorum.” diyemiyor. Yıllık ücretli izin ile ilgili son yapılan düzenlemelerle artık toplam izinler ilk bölümü 10 günden az olmamak üzere istenilen güne kadar bölünebiliyor. Burada merak edilen konulardan birisi de yıllık izin zamanına kimin karar vereceği. Burada belirtmeliyiz ki işveren yetkili oluyor. 

İşçilerin yıllık izin için en az bir yıl çalışmaları gerekiyor. 1-5 yıl arası çalışanlar 14 gün, 5-15 yıl arası 20 gün, 15 yıl ve daha fazlası için 26 gün izne hak kazanılır. 50 yaş üstü ve 18 yaş altı çalışanların izinleri 20 günden az olamıyor. Yeraltı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün artırılarak uygulanır. Basın İş Yasası’na tabi çalışan gazetecilerde ise bulundukları iş yeri değil, meslekteki tüm kıdemlerine bakılarak yıllık izin süreleri belirleniyor.

Part-time çalışan işçilerin izin için 1 yıllık süreleri işe başladıktan sonra geçen zaman olarak hesaplanır. Bu konuda yeni bir yasal düzenleme de yakında gelecek.

İzin hakkının yanması söz konusu değildir. Çeşitli sebeplerle kullanılmayan izinler ya sonraki dönemde kullandırılır ya da iş akdinin feshedilmesi sırasında son maaştan parası ödenir. Bu ödeme tazminat alınıp alınmasına bağlı olmadan yapılır. Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta ve genel tatil günleri sayılmıyor. Yani 14 gün izin hakkı olan bir çalışan iznine, gelen iki hafta tatilini de ekleyerek 16 güne çıkarabiliyor.

 Yukarıdaki bilgilere baktığımızda yıllık izin kullanma hakkı ile kaç gün kullanılacağına işçinin kıdemine bakılarak karar veriliyor.  Yani 1 yılı doldurup doldurmadığı burada önem kazanıyor. Çünkü eğer bir yılı doldurmadıysa izin hakkı bulunmuyor. Şimdi karşımızda yeni bir durum var. Kısa çalışma ödeneği pandemi ile birlikte 3 aydan çok daha fazla uygulandı. Peki bu süreler yıllık izin hak edip etmediğine bakılırken hesaba katılacak mı?

Burada müracaat edeceğimiz yer 4857 sayılı İş Kanunu oluyor.

İş Kanunu’nun “Yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan hâller” i düzenleyen 55. maddesinde hangi durumlarda işçinin çalıştığının varsayılacağı tek tek sıralanıyor. Bu maddenin j bendine baktığımızda ise şu ifadeyi görüyoruz: “İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65 inci maddedeki kısa çalışma süreleri...”

Düzenlemedeki açık ifadeden anlıyoruz ki kısa çalışma ödeneğinde geçen süreler prim yatırılmasa da iş akdinin devam etmesi bakımından yıllık izin hesabında çalışılmış gibi kullanılacak. J bendindeki ikinci ifade ise pandemi dönemindeki ücretsiz izin konusunu kapsıyor. Normal şartlarda ücretsiz izin tek taraflı verilemiyor. Ancak pandemi döneminde İş Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ile işverene bu hak tanındı ve nakdi ücret desteği ile işçiler de korundu. Dolayısıyla pandemi döneminde uygulanan ücretsiz izin kararları işverenin kendi inisiyatifiyle alındı. Bu maddedeki “işveren tarafından verilen diğer izinler” kapsamına girdi. Öyleyse tek taraflı ücretsiz izine gönderilen işçiler açısından da iş akdi devam ettiği için yıllık izin hesabı yapılırken bu günler dikkate alınacak.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                   Faruk Erdem

Uzman Hakkında

Faruk Erdem
Emeklilik ve Sigorta

Faruk Erdem, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında başladığı gazeteciliğe birçok gazete, televizyon, radyo ve haber ajansında devam etti. Hâlen Takvim Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü olarak görev yapan Faruk Erdem aynı zamanda Sabah ve Yeni Asır gazetelerinde köşe yazarlığı yapmakta, A Haber televizyon kanalında her sabah ekonomi gündemini yorumlamaktadır. Ayrıca A Para kanalında her cuma akşamı yayınlanan çalışma hayatı, vergi, tüketici hakları ve sosyal güvenlik konularını içeren “Bize Sorun” adlı bir programın da yorumculuğunu üstlenmiştir. Erdem, bir dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Hayatı Danışma Kurulu üyeliği de yapmıştır. Sürekli sarı basın kartı sahibi olan Faruk Erdem, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Emeklilik sistemlerini konu alan “Ah Bir Emekli Olsam!” isimli kitabın da yazarıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri