Menşe Yönetimine Ofansif Bakmak

Dış ticaret sürecinde ithalatçı, ihracatçıdan aldığı malın ithalatını ne kadar kolay ve uygun yaparsa ihracatçı için satış imkânı ve devamlılığı o derece artar düşüncesinden hareketle, farklı ülkelerdeki ithalatçıların vergi yükü ve bürokratik işlemlerden kaçınan defansif yaklaşımlarının, bunu destekler şekilde hareket etme fırsatı bulunan yerel ihracatçılar için fırsatlar yaratmakta olduğunu ifade etmek mümkün. Ülkemiz için söz konusu fırsat ortamını sağlayan en önemli oluşum Avrupa Birliği ile birlikte oluşturmuş olduğumuz Gümrük Birliği. Gümrük Birliği, birliğe üye herhangi bir ülkede serbest dolaşımda bulunan eşyanın birliğe üye diğer ülkelere gümrük vergisi olmadan serbestçe ithalini sağlayarak, yani eşyanın birlik içerisinde “serbest dolaşımda bulunması” koşuluna bağlı olarak dış ticarette fırsatlar sağlıyor. Uzun yıllardır ülkemiz ihracatının büyük çoğunluğunun Gümrük Birliği ülkelerine yönelik gerçekleştiriliyor olması bu açıdan şaşırtıcı görünmüyor.

Bununla birlikte menşe esaslı uygulanan ticaret politikası önlemleri dış ticarette önde gelen politika araçları arasında. Bu açıdan menşe kavramı, ithalatta yürürlüğe konulan ticaret politikası önlemleri nedeni ile son zamanlarda dış ticaret profesyonellerinin gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Söz konusu “menşe esaslı” ticaret politikası önlemleri, diğer bir deyişle tarife dışı önlemler ile ekonomi yönetimi ithalatta vergi duvarlarını yükselterek ithalat maliyetlerini arttırmayı, böylece ithalata yönelik caydırıcı etki yaratmayı hedefliyor. Bu durum karşısında genel bakış açısı ile şirketler için menşe yönetimi, ithalatçıların bahse konu menşe kaynaklı ithalat maliyetlerinden kaçınmalarını sağlamak amacıyla savunmacı, yani defansif yaklaşımlarını içeriyor.

Ticarette ofansif işlem satış, dış ticaret açısından ihracat anlamına gelmekte. Her ne kadar defansif yönü ağır bassa da menşe yönetiminin bir diğer yüzü olan ofansif yönünü atlamamak gerekir. Bu bağlamda, ülkemiz ihracatçıları için fırsat ortamı sağlayan bir diğer yaklaşım belirttiğim üzere ihracatta menşe yönetimi olarak ifade edilebilir.

Ülkeler ve ülke grupları ile yapmış ve yapmakta olduğumuz serbest ticaret anlaşmaları (STA’lar) söz konusu fırsat ortamını sağlayan ana düzenlemeler. Düzenlemeler ile ülkeler, menşe esaslı olarak karşılıklı biçimde genel kurallara nazaran prosedürel ve vergisel tavizler vermekte, böylece anlaşmaya taraf ülkeden yapılan ithalatta eşya için genel katı prosedürleri yumuşatmakta ve tercihli tarife uygulayarak daha az vergi ödenmesi sağlanmakta, dolayısıyla ithalattaki vergi yükünü azaltmaktadırlar. Bu ortam da yukarıda belirttiğim çerçevede ihracatçılar için aranan imkânları sağlamakta olup şirketlerin menşe yönetimi yaparak ihracat pazar stratejilerini belirlemelerini mümkün kılmakta.

Söz konusu menşe yönetiminde bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken püf noktasını, yukarıda değindiğim STA’lar oluşturuyor. İmzalanan STA’lar ile meydana gelen menşe kümülasyonları (anlaşmaya taraf ülkelerin oluşturdukları topluluklar) içerisinde hareket ederek, menşe kümülasyonuna üye ülkelere ihracatta belirtilen kolaylıklardan yararlanmak, böylece ihracat hacmini arttırmak mümkün.

Ofansif menşe yönetimi ile ulaşılabilecek ihracat etki alanına gelindiğinde, imzalanmış bulunan farklı STA’lar ile oldukça geniş bir coğrafyaya erişim imkân bulunduğu görülüyor. Bu bağlamda, Pan Avrupa Akdeniz Tercihli Menşe Kurallarına Dair Bölgesel Konvansiyon, Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu (PAMK), Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyon (PAAMK), Batı Balkan Menşe Kümülasyonu, İslam Konferansı Teşkilatı Üyesi Devletler Arasında Tercihli Ticaret Sistemi (TPS-OIC) ile menşe kümülasyonları kurulmuş olup ayrıca Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan, Pakistan, Azerbaycan, Venezuela, Singapur, Malezya, İran, Morityus, Güney Kore, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda ile eşyanın tercihli menşeinin tespitine yönelik serbest ticaret anlaşmaları imzalanmış bulunmakta.

Söz konusu STA’lar ve menşe kümülasyonlarının sağladığı avantajlardan yararlanmanın az sayıda ve basit olarak nitelendirilebilecek kuralları var. Bunları STA kapsamında belirlenmiş ürünler çerçevesinde kalmak, STA kuralları içerisinde menşe kazanmış bulunmak, ürünü STA’ya taraf diğer ülkeye doğrudan nakletmek ve eşyanın menşeini STA ile belirlenen menşe ispat belgesi ile ispat etmek olarak sayabiliriz.

Dr. Levent Özkardeş

11.08.2023

Uzman Hakkında

Dr. Levent Özkardeş
Dış Ticaret

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2000 yılında mezun oldu. 2014 yılında ABD’de Boston Üniversitesi Çokuluslu Ticaret Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayarak yüksek lisans derecesini aldı. Doktora derecesini 2020 yılında Yaşar Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı’nda, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünün (YYS) Firmaların Rekabet Yapısına Etkisi”ni konu alan tez çalışması ile tamamladı.

Meslek hayatına 2001 yılında gümrük müfettiş yardımcısı olarak başladı; 2005 yılında gümrük müfettişliğine, 2012 yılında da gümrük başmüfettişliğine atandı. Mesleğinde 18 yılı geride bıraktığı 2019’da başmüfettişlik görevinden ayrılarak önde gelen bir gümrük müşavirliği firmasında genel koordinatör olarak çalıştı. Özkardeş, 2021 yılı itibari ile kurucusu olduğu gümrük, dış ticaret denetim ve danışmanlık firması bünyesinde gümrük ve dış ticaret alanlarında eğitim, danışmanlık ve denetim hizmetleri vermekte, aynı zamanda yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yapmaktadır. Ayrıca Yaşar Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak gümrük ve dış ticaret dersleri vermektedir.

İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen, birçok dergide makaleleri yayımlanan, dış ticaret ile ilgili panellere konuşmacı olarak katılan Levent Özkardeş, dış ticaret ve gümrük alanlarında uzmanlaşmıştır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri