İthalatta Alınan Toplu Konut Fonu Ödemeleri Toplu Konut Hizmetlerine Katkı Sağlıyor mu?

Asrın felaketi olarak adlandırılan deprem felaketi sonrası yaraların hızlıca sarılması adına devletimizin elini taşın altına koyması ile birlikte toplu konut seferberliği başladı diyebiliriz. Afet bölgelerinde Toplu Konut İdaresi eliyle toplu konut adına birçok çalışma yapılmakta, vatandaşlara fayda sağlanması amaçlanmaktadır. Bu yazımda, ithalatta alınan Toplu Konut Fonu’nun ne olduğu, amacı ve uygulamadaki yasal durumunu irdeleyerek yapmakta olduğumuz ithalatlarda ödenen Toplu Konut Fonu tutarları ile afet bölgelerine sağlanan toplu konut hizmetleri arasında doğrudan katkısal bir bağlantı olup olmadığını ele alacağım.

İthalatta hâlen alınmakta olan Toplu Konut Fonu tutarları İthalat Rejim Kararı eki listelerde gümrük vergisi oranları ile birlikte yayımlanarak uygulanmaktadır. Söz konusu Toplu Konut Fonu uygulamasının çıkış noktası ve aynı zamanda dayanağı ele alındığında, toplu konut düzenlemesinin ilk olarak 1981 yılında çıkarılan 2487 sayılı Toplu Konut Kanunu ile yapıldığı görülmektedir. 2487 sayılı Kanun ile Toplu Konut İdaresi kurulmuş ve konut üretiminin finansmanı amacıyla da Türkiye Emlak Kredi Bankası nezdinde “Kamu Konut Fonu” adında bir fon oluşturulmuştur.

Kamu Konut Fonu’nu oluşturan unsurlar (fonun gelirleri) özetle; Maliye Bakanlığı bütçesine, gider bütçesinin yüzde beşinden (%5) az olmamak üzere konacak ödenek (yani Bakanlık gider bütçesinin en az %5’i oranında tutar), fon varlığına aktarılan krediler ve kredi faizleri, Türkiye Emlak Kredi Bankası’nca Kamu Konut Fonu adına çıkartılacak toplu konut tahvillerinin satış hasılatı, Toplu Konut Kanunu uyarınca inşa edilen konutlardan hak sahibine devri yapılamamış olanların ve iş yerlerinin satış vb. gelirleri, alınan bağış ve yardımlar vb. gelirler ile Hazine arsaları üzerine yapılan konut ve iş yerlerinin arsa maliyet bedellerinden ibarettir. Görüleceği üzere, “Kamu Konut Fonu” gelirleri içerisinde ithalata ilişkin bir gelir kalemi bulunmamakta, gelirlerin büyük çoğunluğu doğrudan Maliye Bakanlığı bütçesinin (%) yüzde oranı ve spesifik olarak konut yatırımı ilintili gelirlerden oluşmaktadır.

Devamında 1984 yılında çıkarılan 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile söz konusu 2487 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılarak yeni düzenlemeye gidilmiştir. Bu kapsamda, “konut ihtiyacının karşılanması, konut inşaatını yapanların tabi olacağı usul ve esasların düzenlenmesi, memleket şart ve malzemelerine uygun endüstriyel inşaat teknikleri ile araç ve gereçlerin geliştirilmesi ve Devletin yapacağı desteklemeler için Toplu Konut Fonunun meydana getirilmesi ve kullanılması” amaçlamış, bahse konu hizmetlerin gerçekleştirilmesi için finansmanın sağlanmasına yönelik olarak bu defa Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) nezdinde “Toplu Konut Fonu” kurulmuştur. Böylece 2487 sayılı Kanun ile oluşturulmuş bulunan “Kamu Konut Fonu” sonlanmış ve “Kamu Konut Fonu”nda mevcut bakiye tutar yeni oluşturulan “Toplu Konut Fonu”na aktarılmıştır.

Yeni oluşturulan Toplu Konut Fonu’nun kaynakları incelendiğinde ise fon gelirlerinin yapısal olarak “Kamu Konut Fonu”ndan farklılaştığı görülmektedir. Söz konusu farklılaşma, fon kaynaklarının artık yerine göre konut yatırımı ilintili olmayan gelirleri de kapsaması ile ortaya çıkmaktadır. Örneğin yeni düzenleme ile alkollü ve alkolsüz içkiler, tütün mamulleri ve benzeri ürünlerin istihsal vergisine esas matrahları üzerinden en fazla %15 oranında hesaplanacak tutar da Toplu Konut Fonu’nun kaynakları içerisine girmiştir, tüketilen elektrik enerjisinin satış kilowatt saat bedeli üzerinden en fazla %10 oranında hesaplanacak miktarlar da. Toplu Konut Fonu’nun kaynakları içerisinde sayılan bir diğer unsur, yazımız konusu ithalatta Toplu Konut Fonu ödemesinin de dayanağı olan, “Diğer kanun ve kararnamelerle Toplu Konut Fonu için verilmesi öngörülen paralar” ifadesidir. Bu ifade, Cumhurbaşkanı Kararnamesi olarak yayımlanan İthalat Rejim Kararı eki listelerde gümrük vergisi oranları ile birlikte düzenlenen belirtmiş olduğumuz “Toplu Konut Fonu” ödemelerinin dayanağını oluşturmaktadır.

Dönem itibari ile 2985 sayılı Kanun’da ifade edilen Toplu Konut Fonu’nun kullanılma alanları ise; “ferdi ve toplu konut kredisi, konut kredisi faiz sübvansiyonu, toplu konut alanlarına arsa temini, araştırma, turizm altyapıları, konut altyapıları, okul, karakol, ibadethane, sağlık tesisleri, spor tesisleri, postane, çocuk parkları, benzeri tesisler ve konut sektörü sanayiini teşvik için yatırım ve işletme kredisi ile iş ve istihdam yaratmak üzere esnaf ve sanatkârlara ait işyerleri ve küçük sanayi teşebbüslerinin kredi yoluyla desteklenmesi ve afet hizmetlerinin karşılanması” olarak belirtilmiştir.

Kanuna 1990 yılında eklenen “Ek Madde 1” ile; Başbakanlığa bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip Toplu Konut İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Finansal düzenlemelerin yoğun olduğu 2001 yılında yayımlanan 4684 sayılı Kanun ile ise; 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun “Amaç ve kapsam başlıklı” 1’inci maddesindeki “Toplu Konut Fonunun meydana getirilmesi ve kullanılması” ibaresi ve Kanun’un 2’nci maddesinde yer alan “Toplu Konut Fonu” başlığı ve altındaki Toplu Konut Fonu gelirlerine ilişkin düzenlemeler tamamen metinden çıkarılmak ve yerine “Toplu Konut İdaresi” düzenlemeleri getirilmek suretiyle 2001 yılı itibari ile Toplu Konut Fonu uygulamasına son verilmiştir.

Ancak yine anılan 4684 sayılı Kanun’da yer verilen geçici madde ile; tasfiye edilen Toplu Konut Fonu gelirlerinin arasında yer alan bazı gelirlerin, bu konuda “yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar” “Hazine” adına tahsiline devam edilerek “Hazine” hesaplarına intikalinin sağlanacağı düzenlenmiştir. İthalatta Tolu Konut Fonu ödemesinin dayanağını oluşturan bahse konu “Diğer mevzuatla Toplu Konut Fonu için verilmesi öngörülen paralar” da tahsiline devam edilmek üzere sayılan gelirler arasında yer almaktadır. Diğer yandan, aynı geçici madde ile mevzuatta Toplu Konut Fonu’na yapılmış bulunan atıfların, Toplu Konut İdaresi’ne yapılmış sayılacağı da düzenlenmiştir.

Bu durumda, “Sonuç olarak ithalatta hâlen Toplu Konut Fonu olarak ödenen paralar Toplu Konut İdaresine mi ödeniyor?” sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Söz konusu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle Toplu Konut İdaresi’nin gelirlerine bakmak gerekir. Değiştirilen Toplu Konut Kanunu ile belirlenmiş bulunan Toplu Konut İdaresi’nin gelirleri özetle; idare tarafından satışı yapılacak konut, iş yeri, arsa ve arazilerin satış ve kira gelirleri, idare tarafından açılacak kredilerin geri ödemeleri, Hazine arsaları üzerine yapılan konut ve iş yerlerinin arsa maliyet bedellerinin en çok %25’ine kadar alınacak katılım payı, yurt dışından sağlanacak krediler, faiz gelirleri, bütçe kanunları ile tahsis edilen ödenek ve yurt dışına çıkış harçları, talep edilen proje ve uygulamaların idarece yapılması veya yaptırılması için imzalanan protokollerle belirlenen inşaat bedelinin %3’ünden az, %10’undan fazla olmamak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınacak olan idare hizmet payı tutarları ile idareye yapılacak bağış ve yardımlar olarak sayılmıştır.

Görüleceği üzere, Kanun’un önceki hâlinde yer alan “Diğer kanun ve kararnamelerle Toplu Konut Fonu için verilmesi öngörülen paralar” ifadesi ya da benzeri bir ifade Toplu Konut İdaresi’nin gelirleri arasında yer almamaktadır. Diğer yandan 2001 yılında yapılan değişiklik ile zaten, “Diğer mevzuatla Toplu Konut Fonu için verilmesi öngörülen paralar” kapsamında alınan gelirlerin “Hazine” adına tahsiline devam edilerek “Hazine” hesaplarına intikalinin sağlanacağı açıkça belirtilmiştir. Yeni bir düzenleme bulunmadığı için de aslında yürürlükten kalkmış bir kanun maddesinden kaynaklı olarak, ancak 22 yıldır devam eden bir geçici maddeye dayanarak uygulamaya devam edilmektedir.

Bu durumda ithalatta ödemekte olduğumuz Toplu Konut Fonu tutarları artık bir fon ödemesi olma niteliğini kaybetmiş, doğrudan devlet geliri hâline dönüşmüştür. Diğer bir deyişle toplanma ve harcanma usulü açısından ödenmekte olan diğer vergilerden farksız hâle gelmiştir. Toplu Konut Fonu tutarlarının da yayınlandığı İthalat Rejim Kararları’nın dayanak kanunları olan 1567 sayılı Kanun, 474 sayılı Kanun, 3283 sayılı Kanun, 4458 sayılı Kanun ve 2976 sayılı Kanun hükümleri ele alındığında, mevcut durum karşısında Toplu Konut Fonu’nu bir nevi 2976 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen Ek Mali Yükümlülük benzeri ödeme olarak değerlendirmek mümkün sayılabilir. Ortaya çıkan sonuca göre ise ithalatta ödenmekte olan Toplu Konut Fonu tutarları ile afet bölgelerine sağlanan toplu konut hizmetleri arasında doğrudan katkısal bir bağlantı bulunduğunu söylemek mümkün görülmemektedir.

Dr. Levent Özkardeş

23.03.2023

Uzman Hakkında

Dr. Levent Özkardeş
Dış Ticaret

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2000 yılında mezun oldu. 2014 yılında ABD’de Boston Üniversitesi Çokuluslu Ticaret Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayarak yüksek lisans derecesini aldı. Doktora derecesini 2020 yılında Yaşar Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı’nda, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünün (YYS) Firmaların Rekabet Yapısına Etkisi”ni konu alan tez çalışması ile tamamladı.

Meslek hayatına 2001 yılında gümrük müfettiş yardımcısı olarak başladı; 2005 yılında gümrük müfettişliğine, 2012 yılında da gümrük başmüfettişliğine atandı. Mesleğinde 18 yılı geride bıraktığı 2019’da başmüfettişlik görevinden ayrılarak önde gelen bir gümrük müşavirliği firmasında genel koordinatör olarak çalıştı. Özkardeş, 2021 yılı itibari ile kurucusu olduğu gümrük, dış ticaret denetim ve danışmanlık firması bünyesinde gümrük ve dış ticaret alanlarında eğitim, danışmanlık ve denetim hizmetleri vermekte, aynı zamanda yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yapmaktadır. Ayrıca Yaşar Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak gümrük ve dış ticaret dersleri vermektedir.

İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen, birçok dergide makaleleri yayımlanan, dış ticaret ile ilgili panellere konuşmacı olarak katılan Levent Özkardeş, dış ticaret ve gümrük alanlarında uzmanlaşmıştır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri