Herkes İhracat Yapsın Diye Mikro İhracat

Yakın zaman içerisinde ihracat yapmak, ihracatı öğrenmek isteyen müteşebbisler ile dış ticaret eğitimleri başlığı altında beraber olma fırsatı yakaladım. Yerel bazda önemli pazara sahip firmaların mikro ölçekte başlayarak global pazara açılma yönünde doğum sancılarına tanık oldum bir nevi. Bu vesile ile bu yazıda, yerel üreticilerin ihracat hedeflerine katkı adına daha geniş kitlelere ulaşmak için mikro ihracat konusunu ele almak istedim.

Mikro ihracat işlemlerine geçmeden önce normal ihracat sürecinden kısaca bahsetmek, iki uygulamayı karşılaştırmak adına destekleyici olacaktır diye düşünüyorum. Normal ihracat sürecinde ihracatçının öncelikle ilgili ihracatçılar birliğine üye olması zorunludur. Tarafların satış (ihracat) işlemi için anlaşmasının ardından ihracatçı ihracat işlemleri için bir gümrük müşaviri ile anlaşır. Gümrük müşaviri, ilk ihracat işlemi öncesi bir kerelik olmak üzere, ihracatçının gümrük idaresi nezdinde “firma dosyası açtırmak” adını verdiğimiz gümrüğe tanıtım işlemlerini yapar. İhracatçının eşyayı yüklemesinin ardından satış bilgileri gümrük müşavirliği firması ile paylaşılır ve gümrük müşavirliği firması tarafından ihracat gümrük beyannamesi taslağı doldurulur. Beyannamenin gümrük idaresinin sistemine tanıtılmasından (tescilden) önce beyanname taslağı elektronik ortamda ilgili ihracatçı birliği ile paylaşılarak “nispi ödeme” adını verdiğimiz, ihracat bedeli üzerinden yüzde oran olarak hesaplanan aidat bedelinin ödemesi yapılır. Ödemenin ardından gümrük müşavirliği firması ihracat beyannamesinin tescil işlemini yapar ve gümrük idaresi tarafından belirlenen muayene işlemlerinin ardından eşyanın çıkışı yapılarak ihracat gerçekleştirilir. Normal ihracat süreci olarak kısaca anlattığımız bu süreçte ihraç edilecek eşyaya ilişkin genel kurallar dışında bir kısıt bulunmamaktadır.

Hâlihazırda ihracat yapan işletmeler için sıradan hâle gelmiş bulunan, aslında hızlı ve pratik olarak yönetilebilen tüm bu süreç, yabancı bir ülkede bulunan yabancı kişilerle ticaret yapmak, alıcı ile fiziksel temas kuramıyor olmak gibi yan hususlarla da birleşince, özellikle KOBİ niteliğinde olup da ihracat yapmak isteyen işletmeler için “bilinmeyen sulara” yol almaktansa kendilerini geri çekme sonucuna neden olabiliyor. Diğer yandan işletmelerde, ihracat yapılacaksa büyük hacimli olması gerektiği, aksi hâlde tüm bu süreçlerin yönetilmesine değmeyeceği yaklaşımı da doğabiliyor maalesef.

Tüm bu çekincelere karşın KOBİ’lerin ve hatta bireysel girişimcilerin önünü açan imkân mikro ihracat olarak karşımıza çıkıyor. Mikro ihracatta ihracatçılar birliğine üye olmaya, gümrük müşavirliği ile anlaşmaya, ihracat beyannamesi düzenlemeye, söz konusu prosedürlerin neredeyse tamamının yapılmasına gerek bulunmuyor. İşlemler aynı yurt içinde yaptığımız kargo gönderilerinde olduğu gibi ve aynı basitlikte, yani Ankara’dan İzmir’e kargo yollar gibi gerçekleştiriliyor. Gereken evraklar ise sadece dolaylı temsil yetki belgesi, ihracat bilgi formu, eşyaya ait Türkçe fatura aslı ve İngilizce nüshası. İhracatını yapacağımız eşyayı (kargoyu) hazırlıyoruz, sonrasında Türkçe fatura aslı ve İngilizce nüshası ile birlikte yetkili kargo şirketine teslim ediyoruz, dolaylı temsil yetki belgesi ve ihracat bilgi formunu firma bize veriyor, dolduruyoruz. Kalan tüm prosedürü yetkili kargo şirketi bizim adımıza kendisi yaparak, kendisinin düzenleyeceği ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi) ile ihracatı tamamlayıp kargonun teslimini alıcıya yapıyor. Üstelik normal ihracatta olduğu gibi KDV iadesi gibi teşvik, sübvansiyon veya parasal iade ya da ayniyet tespiti imkânlarından da yararlanmak mümkün.

Sağladığı operasyonel kolaylıkların yanında, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi düzenlemeleri karşısında, mikro ihracat kapsamında gerçekleştirilen 5.000 ABD Doları veya karşılığı döviz ya da Türk Lirası’nı geçmeyen tutardaki ihracat işlemlerinde bedellerin tamamının tasarrufu serbest kılınmış durumda (TCMB İhracat Genelgesi Ek-3’de yer alan ülkelere yapılan ihracat için bu oran %50’dir.). Yani 5.000 ABD Doları’na kadar ihracatta ihracat bedelinin yurda getirilerek TL’ye dönüştürülme zorunluluğu bulunmamakta.

Yapacağımız mikro ihracatta nelere dikkat etmemiz gerekiyor?

Öncelikle normal ihracatta olduğu gibi ihraç edilecek eşyaya ilişkin bir kısıt bulunmadığını söylemek mümkün değil, ihraç edilecek eşyaya ilişkin kıymet ve ağırlık kısıtları var (ihracatı yasak mallar dışında). Mikro ihracat kapsamında, bir seferde ihracatını yapacağımız eşyanın brüt (ambalajlı) ağırlığının en fazla 300 kg olması ve değerinin de en fazla 15.000 Euro olması gerekiyor. İlk bakışta belirtilen ağırlık ve kıymet sınırları az gibi görünse de ihracata yeni başlayan ve/veya parçalı hâlde ihracat yapacak olan KOBİ’lerin ihracat süreçlerine girmeleri için yeterli bir kapı olarak tanımlanabilir. Örneğin, bir buzdolabının ortalama 60 kg olduğunu düşünürsek bir kerede beş buzdolabının ihracatını mikro ihracat kapsamında yapmak mümkün.

Dikkat edilecek bir diğer kısıt, ihracat işleminin farklı rejim gerektiren fuar ve sergi, tamire giden eşya, bedelsiz, hediye, dahilde işleme kapsamı eşya, hariçte işleme gibi ihracatlar (tamir amaçlı, geçici, fuar vb.) ve kısıtlamalı, izne tabi, denetime bağlı ürünler olmaması, yani düz (kati) ihracat olması gerekiyor.

Öte yandan dikkat edeceğimiz bir diğer husus, kargo şirketinin bu tür bir taşımacılık ve ETGB düzenlemek için yetkili olup olmadığı. Taşıyıcı kargo şirketinin bakanlık tarafından yetkilendirilmiş “hızlı kargo operatörü” olması, yani mikro ihracat için yetkilendirilmiş kargo şirketi olması gerekiyor.

Görüleceği üzere mikro ihracat, düşük hacimli ihracatlarda ya da yeni başlayan ihracatçılar için önemli derecede kolaylıklar sağlıyor. İhracatçılara sadece müşteriyi bulmak ve eşyayı göndermek kalıyor. Mal bedelinin ödenmesinin sağlanması konusunda da operatörler (kargo şirketleri) ihracatçılara destek sağlıyorlar.

Dr. Levent Özkardeş

11.09.2023

Uzman Hakkında

Dr. Levent Özkardeş
Dış Ticaret

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2000 yılında mezun oldu. 2014 yılında ABD’de Boston Üniversitesi Çokuluslu Ticaret Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayarak yüksek lisans derecesini aldı. Doktora derecesini 2020 yılında Yaşar Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı’nda, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünün (YYS) Firmaların Rekabet Yapısına Etkisi”ni konu alan tez çalışması ile tamamladı.

Meslek hayatına 2001 yılında gümrük müfettiş yardımcısı olarak başladı; 2005 yılında gümrük müfettişliğine, 2012 yılında da gümrük başmüfettişliğine atandı. Mesleğinde 18 yılı geride bıraktığı 2019’da başmüfettişlik görevinden ayrılarak önde gelen bir gümrük müşavirliği firmasında genel koordinatör olarak çalıştı. Özkardeş, 2021 yılı itibari ile kurucusu olduğu gümrük, dış ticaret denetim ve danışmanlık firması bünyesinde gümrük ve dış ticaret alanlarında eğitim, danışmanlık ve denetim hizmetleri vermekte, aynı zamanda yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yapmaktadır. Ayrıca Yaşar Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak gümrük ve dış ticaret dersleri vermektedir.

İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen, birçok dergide makaleleri yayımlanan, dış ticaret ile ilgili panellere konuşmacı olarak katılan Levent Özkardeş, dış ticaret ve gümrük alanlarında uzmanlaşmıştır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri