Gözetim Uygulamasının Etkinsizleştirilmesine Karşı Kanuni Manevra

Bir ticaret politikası aracı olan gözetim uygulamasına daha önce burada yer vermiştim. Gözetim mevzuatında yer alan resmi uygulama amaçlarına bakıldığında; temel olarak eşyanın adet, ton, kilo gibi belirlenen birimi başına karşılık gelen USD CIF kıymetinin, tebliğ ile tespit edilen birim başına USD CIF kıymet miktarından az olması hâlinde gözetim belgesi aranması gerektiğinin kayıtlı olduğunu; ancak buna karşın gözetim uygulamasının asıl amacının, ithal eşyasının minimum gümrük kıymetini belirleyerek vergi matrahlarını artırmak, böylece tarife dışı engel yaratarak ithalatın fiilen önüne geçmek olarak ifade edilebileceğini belirtmiştim.

Resmi mevzuat metni ile uygulama arasında mevcut söz konusu tutarsızlık, gümrük işlemlerine esas diğer mevzuat kalemleri ile birlikte değerlendirildiğinde hukuki boşluklar ortaya çıkmakta. Bunun en net ve açık örneği, ithal eşyasının asgari gümrük kıymetinin belirlenmesi uygulamasının GATT’ın VII’nci maddesine aykırı olması durumu. GATT’ın VII’nci maddesinde; anlaşmanın 1 ila 6’ncı maddeleri (6’ncı madde dahil) hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, bu anlaşma ve genel anlaşmanın VII. maddesinin prensip ve genel hükümlerine uygun yöntemlerle ve ithal ülkesinde mevcut veriler esas alınarak belirleneceği; bu madde hükümlerine göre gümrük kıymetinin belirlenmesinde asgari gümrük kıymetleri veya keyfi veya fiktif kıymetlerin esas alınamayacağı açık biçimde düzenlenmiştir. GATT’ın VII’nci maddesi esas alınarak düzenlenen 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun gümrük kıymetine ilişkin 26’ncı maddesinde de buna paralel olarak açık biçimde, kanunun 24 ve 25’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin belirlenmesinde “asgari gümrük kıymetleri” ve “keyfi veya fiktif kıymetler”in esas alınamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu durum karşısında belirli ithal eşyası için asgari gümrük kıymeti belirlenerek bu kıymetin üstündeki beyanların gümrük denetimlerinde kabulü, bu kıymetin altındaki beyanlarda ise alınması ekonomik olarak mantıklı olmayan belge aranması işlemine dayanan mevcut gözetim uygulamasının “asgari gümrük kıymeti” belirlenmesi olduğu görüşünden hareketle düzenlemelerin hukuken sakat olduğu uzun süredir ilgililerce savunulan bir husus. Bu savunmadan kaynaklı olarak gözetim uygulamasına tabi eşya ithalatı yapan bazı firmalar gümrük beyanlarında bir yandan eşyanın CIF bedelini artırmak amacıyla hiç mevcut olmasa da eşyaya ilişkin gözetim tebliğinde belirlenen birim başına USD CIF kıymetin alt sınırı olarak belirlenen miktarı aşacak şekilde “yurt dışı gider” adı altında harcama kalemi beyanında bulunarak gözetim ile belirlenen asgari tutarı aşmakta ve böylece ithalatlarını gerçekleştirmekte, aynı anda da söz konusu uygulamaya “ihtirazi kayıt”, ihtiraz dilekçesi/yazısı gibi yöntemlerle çekince koymaktalar. Burada amaçlanan, “gümrük beyanının mükellef tarafından kendiliğinden yapıldığı” yaklaşımı nedeniyle her ne kadar kendi beyanları gibi görünse de söz konusu şişirilmiş beyanın mükellef tarafından resmi düzenlemelerin zorlaması nedeniyle yapıldığı, aslında beyan edecekleri böyle bir kıymetin olmadığı yönünde irade beyanıdır.

İşlemlere bakıldığında, ithalat işlemi sonrası ithalatçılar beyan sahibi olarak iradelerine müdahale edildiği, ithal eşyası için esas olan gümrük kıymetinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24’üncü maddesinde belirtilen “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.” hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile söz konusu zorunlu kıymet artırımına itiraz etmekte, devamında da dava yoluna gitmektedirler. Söz konusu davalar büyük oranda mükellef yararına sonuçlanmakta, dolayısıyla mahkeme kararları neticesinde ithalat sırasında alınan fazla verginin iadesine karar verilmekte, sonuç olarak gözetim uygulamasının etkinsizleştirilmesine yol açılmaktadır.

Gümrük idaresi tarafından bakıldığında, hukuken dayanak yönünden aksak olan söz konusu uygulamanın devamlılığı ve etkinliğinin sağlanması adına farklı düzenlemeler yapıldığı görülmekte. Önceleri ihtirazi kayıtta bulunulmayacağına dair beyan alan gümrük idaresi bu uygulamanın hukuken işlevsel olmadığını anlayınca ihtirazi kayıt/itirazda bulunan firmaların takibi yoluna gitmiştir. Ancak söz konusu itiraz ve davaların önüne geçilmesi tam olarak sağlanamamıştır. Gözetim uygulamasının etkinsizleştirilmesine karşı gümrük idaresi tarafından son hamle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin 211’nci maddesinde değişiklik yapılması ile geldi. Bu çerçevede 28.07.2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklik ile anılan Kanun maddesinin 1’inci fıkrası metnine “veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması” ibaresi eklendi. Böylece ilgili madde aynen; “Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.” hâline geldi ve mükelleflerin bir ticaret politikası önlemi olan gözetim uygulaması nedeniyle gümrük kıymetini kendilerinin artırmaları durumunda ödenmiş olan gümrük vergilerinin geri verilmeyeceği veya kaldırılmayacağını kanun seviyesinde açıkça düzenledi.

Gelinen aşamada her ne kadar ilk bakışta konu kanun seviyesinde çözülerek gözetim uygulamasından kaynaklı gayrı iradi de olsa kıymet artırımı sonucu fazla ödenen verginin iadesinin önüne geçilmiş gibi görünse de sorunun net biçimde çözülmüş olduğu kanaatinde değilim. Bunun sebebi, hukuki sorunun kaynağının aslında verginin iadesinin nasıl olacağı ya da olup olmayacağının değil, verginin konusu adını verdiğimiz “üzerine vergi konulan ve bu nedenle doğrudan ya da dolaylı bir şekilde verginin kaynağını oluşturan ekonomik unsur”un, yani gümrük kıymetinin, temel gümrük mevzuatına aykırı biçimde belirlenmekte olmasıdır. Mevcut gözetim uygulamasına esas mevzuattaki asgari hedef kıymet tespiti ve işlemlerine ilişkin düzenleme yapılmamış olması karşısında sorunun kaynağı çözülmemiş, sonucun baskılanması yoluna gidilmiştir. Belirtmiş olduğum hukuki süreçler sonucunda mahkemelerce hâlen gözetim uygulamasından kaynaklı fazla vergi ödendiği, dolayısıyla fazla ödenen verginin iadesinin gerektiği kararlarının çıkması karşısında gümrük idaresinin değiştirilen kanun maddesinden hareketle iade talebinin reddedilmesi sonucunun doğması, yani aynı devlet kurumlarının ortak söylemi olarak “borcum borç ama ödemem” durumunun oluşması, tüm bunların neticesinde de mükellefler ile gümrük idaresi arasında yeni hukuki süreçlerin doğması kuvvetle muhtemeldir.

                                                                                                                                                                                                                                                                                    Dr. Levent Özkardeş

Uzman Hakkında

Dr. Levent Özkardeş
Dış Ticaret

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2000 yılında mezun oldu. 2014 yılında ABD’de Boston Üniversitesi Çokuluslu Ticaret Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayarak yüksek lisans derecesini aldı. Doktora derecesini 2020 yılında Yaşar Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı’nda, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünün (YYS) Firmaların Rekabet Yapısına Etkisi”ni konu alan tez çalışması ile tamamladı.

Meslek hayatına 2001 yılında gümrük müfettiş yardımcısı olarak başladı; 2005 yılında gümrük müfettişliğine, 2012 yılında da gümrük başmüfettişliğine atandı. Mesleğinde 18 yılı geride bıraktığı 2019’da başmüfettişlik görevinden ayrılarak önde gelen bir gümrük müşavirliği firmasında genel koordinatör olarak çalıştı. Özkardeş, 2021 yılı itibari ile kurucusu olduğu gümrük, dış ticaret denetim ve danışmanlık firması bünyesinde gümrük ve dış ticaret alanlarında eğitim, danışmanlık ve denetim hizmetleri vermekte, aynı zamanda yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yapmaktadır. Ayrıca Yaşar Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak gümrük ve dış ticaret dersleri vermektedir.

İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen, birçok dergide makaleleri yayımlanan, dış ticaret ile ilgili panellere konuşmacı olarak katılan Levent Özkardeş, dış ticaret ve gümrük alanlarında uzmanlaşmıştır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri