Dükkana Giren Müşteriyi Anlamak İçin Vücut Dili İpuçları

Gözler kalbin aynasıdır

Müşteri ile diyalog kurarken göz ifadesini izlemek, söylediklerinizle ilgilenip ilgilenmediğini anlamanın en kolay yoludur. Eğer doğrudan gözünüze bakıyorsa, o sırada anlattıklarınızla ilgileniyor demektir. Kaşı hafifçe oynatmak da aslında önemli bir ilgi işaretidir. Uzak yerlere bakmak ise tersini işaret eder. Farklı ürünleri gösterirken ve ürünlerin özelliklerinden bahsederken, size veya ürüne dönük böyle göz işaretlerine dikkat ederek müşterinin hangi ürünle daha çok ilgilendiğini kolaylıkla anlayabiliriz. 


Yüz ifadeleri

Tıpkı gözler gibi ağız hareketleri de kolay kontrol edilemeyen işaretlerdendir. Anlatılanlar bizi memnun ettiğinde gülümsemek çok bariz bir işarettir. Ama dudakları sıkmanın veya ifadesiz bir yüzle dinlemenin hoşnutsuzluk işareti olduğunu çoğumuz bilmeyiz. Aslında çoğu kişi, tanımadığı insanların yanında mutsuz olduğunu veya sıkıldığını açık işaretlerle göstermez, yüz ifadelerini belli etmemeyi tercih eder. Bu tür işaretler gördüğünüzde, anlattığınız konuyu veya ürünleri hızla geçip müşterinin daha çok ilgi gösterdiği ürünü daha detaylı anlatabilirsiniz.


Baş hareketleri

İnsanlar karşı tarafı dinlerken yüzleriyle birlikte boyunlarını da farkında olmadan hareket ettirirler. İster karşıdakinden uzun olsunlar, ister kısa, eğer karşı tarafa saygı duyuyorlarsa, ister istemez başlarını aşağıya doğru eğerler. Karşıdakini kendilerinden daha aşağı statüde görüyorlarsa, tam tersi şekilde başlarını geriye doğru atma eğilimi gösterirler. Ayrıca dikkatli dinleyen müşteri siz ne taraftaysanız başını o tarafa çevirir. Müşterinin bu hareketlerini izleyerek, onunla konuşma tonunuzu uygun şekilde ayarlamak için ipuçları yakalayabilirsiniz. Bir kişi eğer sizi dinlerken boynunu yana doğru eğiyorsa, kendini gergin tutmadığını gösterir. Bu da müşterimizin en azından dükkanda gergin hissetmediğini ve ürünü veya hizmeti dinlemeye açık olduğunu bize işaret edebilir. Öte yandan, boynunu ovması veya kaşıması büyük ihtimalle gerginlik ve stres işaretidir.


Eller ve kollar

İnsan vücudunun en çok ipucu veren yerleri eller ve kollardır. Yeni bir yere girdiğimizde eğer kendimizi rahat hissediyorsak, vücudumuzu açıkta bırakmaktan çekinmeyiz. Ellerimizi cebimize bile koymaya ihtiyaç duymayız. Ama kendimizi rahat hissetmiyorsak en sık yaptığımız hareket kollarımızı göğsümüzde birleştirip vücudumuzu korumaya almaktır. Sıkıldığımızda da ayağımızı veya el parmaklarımızı bir yere farkında olmadan vururuz veya hızla hareket ettiririz. Bu ipuçlarını karşımızda biri varken de veririz. Müşterinizin göstereceği bu tip el ve kol pozisyonlarını izleyerek, kendini ne kadar rahat hissettiğini ölçebilir, dükkanı gezerken daha rahat olduğu bir anda ona yaklaşarak kolay diyalog kurabilirsiniz


Vücut aynası

Vücut dilinin en ilginç detaylarından biri, dikkatli dinlediğimiz insanların hareketlerini farkında olmadan tekrar etmeye başlamamız. Buna “aynalama” deniyor. Hatta vücut dili biliminde karşıdaki kişiyi etkilemek için de kullanılan bir yöntem. Eğer müşterilerinize ürünlerinizi veya hizmetlerinizi anlatırken o sırada sizi dikkatli dinleyip dinlemediklerini anlamak isterseniz, çenenizi kaşıma veya bardağınızdan bir yudum su içme gibi küçük hareketlerinizi tekrar edip etmediklerine dikkat edebilirsiniz. Hatta siz onların küçük hareketlerini tekrar ederseniz, size kendilerini daha yakın hissetmelerini sağlayabilirsiniz.


Siz de vücut dilinizi kullanın

Müşterimizin vücut dilini okumak kadar, onlara olumlu işaretler vermek de önemli. Böylece kendilerini rahat hissetmelerini ve bizimle daha açık iletişim kurmalarını sağlayabiliriz. Öncelikle dik durmalı ve konuşurken ellerimizi avuç içlerimiz yukarı gelecek şekilde göstermeliyiz. Cebimize koymak veya kollarımızı bağlamak cazip gelebilir, ama elimizi ve göğsümüzü açıkta tutmak müşteriye “saklayacak bir şeyimiz yok” hissini verir. Konuşurken gülümsemek hem bizim ses tonumuzu rahatlatır, hem de müşterimizin beynine rahat sinyaller gönderir. Eğer dükkanda bir masa arkasında oturuyorsak, çok fazla arkaya veya çok fazla öne eğilmeden dik oturmak da dükkana giren müşteriye güzel bir “hoşgeldin” ifadesi vermemizi sağlar.