TCMB’nin Yaklaşımı FED’den Daha Önemli

TCMB’nin Yaklaşımı FED’den Daha Önemli

TL’nin değeri üzerine yine çok soru gelmeye başladı. Bireysel yatırımcılar dolar/TL’nin ne olacağını, değer kaybının daha ne kadar süreceğini sürekli merak ediyor. Akıllarda ise hangi seviyeden dolar alınır gibi bir mantık var gördüğüm kadarıyla. Ocak ayında geç kalınan adımlar ve metot farklılığı bizleri yeniden ocak ayı seviyelerine getirmeye başladı diyebiliriz. Trump sonrası değişen küresel piyasa hareketleri ve fiyatlamaları, ülkenin risk prim fiyatlamalarındaki ayrışma ve ekonomi söylemleri ile TL global piyasalarda her an istim üzerinde.

Merkez Bankası söylediği ve uygulamaya başladı şekilde TL fiyat seviyelerine azami önem gösteriyor ve elinden geldiğince sıkılaştırmaya devam ediyor. Günlük olarak piyasa fonlamasını global risk şartlarına göre ayarlamaya çalışıyor. Bu noktada elindeki en önemli silah faiz ve TL fonlaması. Ocak ayından bu yana bankaların ağırlıklı fonlama oranını %8.50’lerden %10.80’lere kadar artırdı. Geçen bu süre içerisinde mevduat faizlerindeki brüt oranlar ise artık %12 civarında. Tüm bu gelişmeler TL’nin oynaklığını azaltmış olsa da ani yükseliş fiyatlamasının önünü almakta zorlanıyor diyebiliriz. Dolar/TL TCMB’nin günlük tek bir hareketiyle, örneğin bankalar arası repo miktarını azaltmak ve/veya sıfırlamak gibi, kurda yükselişi gün içerisinde önleyebiliyor. Ancak kur seviyesinde kalıcılık sağlamak güncel küresel piyasa şartlarında oldukça zor. ABD kısa vadeli faizlerinde yukarı yönlü hareket mevcut, bunun yanı sıra Alman faizlerinde de ABD ile birlikte yine yukarı yönlü gidiş var. Finansal olarak bakıldığında, TL faiz artışı gelişmiş ülke faizleri ile birlikte yükseliyor diyebiliriz, tabi bu yükseliş güncel kur seviyelerini muhafaza etmekte işe yarıyor gibi bir görüntü mevcut.

Mart ayı toplantısında FED’in 25 baz puan daha artış yapacağı hemen hemen kesindi ve bu beklenti gerçekleşti de. Kritik olan FED üyelerinin faiz artış hızını 2017’nin geri kalanında ve 2018’de ne şekilde ayarlamayı planladıklarıydı. Bu noktada bekleyip görerek ihtiyatlı hareket edeceklerinin sinyalini vermiş olmaları önemliydi. Eylül ve aralık aylarını beklemek yani global ekonominin yılın ikinci yarısında nasıl bir performans gösterdiğini gözlemlemek daha sağlıklı bir yaklaşım sonuçta. Bu olasılık dahilinde TCMB’nin eli biraz daha rahatladı diyebiliriz ancak faiz artırım sürecinde herhangi bir duraksama olacağını da düşünmemek lazım.
Mart başında paylaştığımız piyasa genel faiz şartlarına göre TCMB’nin 16 Mart günü üst bantta en az 50 baz puan artış yapması güncel fiyatların içerisindeydi diyebiliriz. TCMB ise 75 baz puan artış yaparak TL adına olumlu şekilde hareket etmiş oldu ve fiyat istikrarı konusunda kredibilitesini artırdı. Faiz artış tarafında sadece geç likidite penceresi oranını yükseltmesi, yani yeni üst bandı yükseltmesi, yine oldukça sağlıklı ve gerekli bir hareketti diyebiliriz. Bu durumda, PPK üyelerinin yaklaşımına göre sıkılaştırma yönlü daha fazla bir artış öngörülmesi, kur seviyesini yeniden 3.60’ın altına çekebilecektir diye hesaplıyorum. Aslında önemli olan TCMB’nin önden gitmek mi yoksa FED ve küresel akımları birebir takip etmek mi istediğiydi. Aralık 2016’da beklemeyi tercih etmişti ancak mart ayındaki son aksiyonla FED’den bir adım daha önde gitmenin sinyallerini vermiş oldu. Bu sayede, nisan belirsizliğinin de aşılması sonrası, kurun yeniden 3.50 altına gelmesinin olasılığını artırmış durumda.
 
K. Dağhan Gökçe

Uzman Hakkında

Dr. Öğr. Üyesi K. Dağhan Gökçe
Yatırım Danışmanlığı

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesi, ABD California Eyalet Üniversitesi ve UC Berkeley ortak programından işletme-iş idaresi alanında yüksek lisans, yine Boğaziçi Üniversitesi’nden ekonomi ve finans alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Gökçe, İstanbul Üniversitesi'nde finans doktora çalışmalarını 2016 yılında tamamlamıştır. Bilgi Üniversitesi’nde matematik finans dersleri veren K. Dağhan Gökçe, Nisan 2021’den bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bununla birlikte makro-ekonomi alanında global piyasaları günlük olarak İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca takip etmekte, global emtia piyasaları, hisse senetleri, vadeli ve türev piyasalar ile ilgili günlük yorumlarda bulunmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde risk yönetimi ve KOBİ danışmanlığı üzerine de çalışmalarda bulunmaktadır. Uzmanlık alanı politik-ekonomi, finansal yatırım ürünleri ve KOBİ risk danışmanlığıdır.

 

2002 yılında California İş Geliştirme Merkezi’nde Pazarlama Müdür Yardımcılığıyla başladığı kariyerine Fiat Auto’da Yedek Parça Ürünleri Pazarlama ve Satış Yöneticisi, makro ekonomi ve bölgesel gelişim alanlarında 23. Dönem TBMM Milletvekili Danışmanlığı, Hisar Şirketler Grubu’nda Finansal Yönetim, Forextraview dergisinde köşe yazarlığı, Turkey Tribune web sitesinde köşe yazarlığı ve yazarlık, Halkbank SMES Yatırım Danışmanlığı, Risk Turk’te Eğitim Danışmanlığı, Saxo Bank’ta Makro Ekonomist, Boğaziçi Üniversitesi’nde misafir öğretim üyeliği yaparak devam etmiştir. K. Dağhan Gökçe; Hisar Ev Aletleri ve Polathan Dayanıklı Tüketim şirketlerinde finans ve planlama sorumlusu, Turkey Tribune web sitesinde makro global ekonomi ve Merkez Bankası faaliyetleri ile ilgili köşe yazarıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri