Mart ayını önce ABD'de küçük çapta Silikon Vadisi Bankası (SVB) ile başlayan, ardından Avrupa'da daha büyük çapta Credit Suisse bankası ile hissedilen bankacılık krizleri ile geçirdik. Bir anda piyasalarda tetiklenen bu gelişmeler ABD tarafında hükümet-hazine koordinasyonu ile çözülürken İsviçre tarafında devletin bizzat devreye girmesi ve bir hafta sonu içerisinde kanunu değiştirmesi ile sonlandırıldı. Ardından yıllardır konuşulan Deutsche Bank dedikoduları salındı Avrupa piyasalarına ancak devlet başkanları seviyesinde art arda yapılan üst düzey açıklamalarla söylentiler şimdilik dedikodu olarak kaldı.
Görünürde yaşananlar bu şekilde lakin piyasa-siyaset-jeopolitik ilişkileri, geçmişin bizlere öğrettiği şekilde pek de böyle anlamlanmıyor; durup dururken bir bankacılık krizi başlamayacağını, tetiklenmeyeceğini, aniden devlet başkanlarından ısrarla aynı yönde açıklamalar gelmeyeceğini, demokrasi-refah beşiği ve kanunlar ülkesi olarak anılan bir yerde bazı tahvil sahiplerinin haklarının açıkça bir anda gasp edilemeyeceğini tarihten aldığımız dersler neticesinde biliyoruz. Dahası 1945 sonrası yaratılan, 1970'lerden sonra şahlanan ve 1990'lardan sonra rakipsiz kalan piyasa ekonomisinin belkemiğinin merkez bankacılığı ve bankacılık sistemi olduğunu oldukça iyi biliyoruz. Net olan bir başka hususu da durduk yerde hiçbir bankanın işleyen sermaye-finans sistemi içerisinde batmayacağı, merkez bankası olduğu sürece batamayacağı, batma söz konusu olduğunda siyasi-jeopolitik unsurların ve tercihlerin ön planda olacağı şeklinde özetleyebiliriz.
Peki o zaman mart ayında olanlar nedir diye baktığımızda akla ilk gelenler 2008 ABD bankacılık krizi, Kuzey Afrika-Orta Doğu ekseninde yaşananlar ve özellikle Irak-Saddam meselesi... Saddam meselesinin özüne baktığımızda ise akla ilk gelen nokta petrol ticaretinin ana rezerv para birimi olan ABD Doları ile değil Euro para birimi ile yapılmasının önerilmesi. Yani bu rezerv para birimi ile küresel ticaretin sürdürülmesi Anglosakson dünya ve rakipsiz sermaye sistemi için vazgeçilmez bir unsur. Tabii o dönem dünyadaki kutupsal güç dengeleri güncel durumdaki gibi değildi; Rusya yeni yeni toparlanıyordu, Avrupa genişleme çabasındaydı, Çin güçlenmeyi sürdürüyordu ve Anglosakson dünya hemen hemen rakipsizdi...
Güncel durum pek de bu şekilde değil lakin finansal sistemin vazgeçilmez unsuru yerli yerinde duruyor ve ek olarak yazılarımızda bahsettiğimiz enerji-doğalgaz meselesi mevcut durumda. Putin'in 2022 Şubat ayında Pandora’nın kutusunu açması sonrası hem saflar netleşmeye hem de en önemli husus olan rezerv para birimi statüsü sorgulanmaya başladı.
İşte 2023 Mart ayındaki bankacılık gelişmelerini biraz da bu yönden ele almakta fayda olabilir zira bankalar körfez sermayeli hissedarları ile sistemin belkemiği, sistemdeki para da başta enerji olmak üzere ticaret dengeleri üzerinden işliyor.
Sonuç olarak günün sonunda realist dünyanın paylaşım problemine ve dengesizliklerine geliyoruz. Küresel görüntü tarihin akışıyla değişmesine karşın tarihte değişmeyen ana kilit noktaların olduğunu oldukça iyi biliyoruz. Doğu ile Batı’nın denge arayışında geçiş noktalarındaki siyasi tercihlerin öneminin de farkındayız...
Dr. K. Dağhan Gökçe
02.04.2023
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesi, ABD California Eyalet Üniversitesi ve UC Berkeley ortak programından işletme-iş idaresi alanında yüksek lisans, yine Boğaziçi Üniversitesi’nden ekonomi ve finans alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Gökçe, İstanbul Üniversitesi'nde finans doktora çalışmalarını 2016 yılında tamamlamıştır. Bilgi Üniversitesi’nde matematik finans dersleri veren K. Dağhan Gökçe, Nisan 2021’den bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bununla birlikte makro-ekonomi alanında global piyasaları günlük olarak İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca takip etmekte, global emtia piyasaları, hisse senetleri, vadeli ve türev piyasalar ile ilgili günlük yorumlarda bulunmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde risk yönetimi ve KOBİ danışmanlığı üzerine de çalışmalarda bulunmaktadır. Uzmanlık alanı politik-ekonomi, finansal yatırım ürünleri ve KOBİ risk danışmanlığıdır.
2002 yılında California İş Geliştirme Merkezi’nde Pazarlama Müdür Yardımcılığıyla başladığı kariyerine Fiat Auto’da Yedek Parça Ürünleri Pazarlama ve Satış Yöneticisi, makro ekonomi ve bölgesel gelişim alanlarında 23. Dönem TBMM Milletvekili Danışmanlığı, Hisar Şirketler Grubu’nda Finansal Yönetim, Forextraview dergisinde köşe yazarlığı, Turkey Tribune web sitesinde köşe yazarlığı ve yazarlık, Halkbank SMES Yatırım Danışmanlığı, Risk Turk’te Eğitim Danışmanlığı, Saxo Bank’ta Makro Ekonomist, Boğaziçi Üniversitesi’nde misafir öğretim üyeliği yaparak devam etmiştir. K. Dağhan Gökçe; Hisar Ev Aletleri ve Polathan Dayanıklı Tüketim şirketlerinde finans ve planlama sorumlusu, Turkey Tribune web sitesinde makro global ekonomi ve Merkez Bankası faaliyetleri ile ilgili köşe yazarıdır.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.