Makro Dengelere Finansal Bakış

Yazılarımızda sürekli vurgulamaya çalıştığımız önemli bir husus var; küresel çapta ABD dolarının akıbeti ve likiditesi. Global sistemde bu konu o kadar kritik ki, hemen hemen tüm emtialar ve ağırlıklı olarak parasal işlemler ABD doları üzerinden yürümekte. Aynı sebepten Fed’in ve ABD hazinesinin alacağı kararlar Türkiye gibi hem gelişmekte olan hem de kronik cari açık veren ekonomiler için azami değerde. Dolar likiditesi bol olduğunda, örneğin 2009-2013 dönemi gibi, ülkede yatırım ve dolayısıyla istihdam yollarını açmak mikro planlama yoluyla daha kolaylaşıyor ve ülkenin borçlanma vadesi ile yapısı da rahatladığından ekonomik döngünün çevrilmesi sosyo-ekonomik sıkıntı yaratmadan devam ettirilebiliyor. 2008 global krizinin en önemli noktası; gelişmiş ekonomiler tarafında gerçekleşmiş olması, dolayısıyla da parasal genişlemeden tutun, tüm önlemler majör para birimleri üzerinden yürümekte. 2013-2016 dönemi de bu likidite rahatlığının kısmen geri çekilmesi ile Türkiye makro dengeleri adına sıkıntılı geçti diyebiliriz. Yani ülke makro dengeleri adına rahatlık sağlayan unsurlar, parça parça terse dönmeye başladı, bu da büyümeden enflasyona, faizlere ve kura negatif olarak yansımakta. Akış bu şekildeyken yani döngü anlaşılmış durumdayken, 2017 senesiyle birlikte Trump ABD Başkanı olarak seçildi ve döngü geçişkenliğinin tam ortasına belirsiz şekilde oturdu diyebiliriz. Durum neden mi bu şekilde? İç politikadan dış politikaya, senatodaki çekişmelerden harcama politikasına kadar ABD doların akıbetini yani küresel sistemin ana kaynağını belirleyebilecek bir başkan olarak tüm sistemi ve döngüyü etkileyebilecek durumda. Durum böyleyken Trump’ın iç siyasetteki başarısı ABD dolarının ve piyasa oynaklığının ana sebebi durumuna geldi diyebiliriz.

Türkiye’nin son Orta Vadeli Program (OVP) planı üzerine birçok eleştiri geldi, vergilerin artırılması tarafı tartışmalara sebep oldu ve Bakanlar Kurulu konuyu kısmen düzeltmeye karar verdi. Şimdi konuya gerçekten objektif bakmak istiyorsak, anlatmaya çalıştığım sistem belirsizlikleri üzerinden OVP’nin de ciddi bir şansı olabileceği anlaşılabilmeli. Şöyle ki; ABD dolarının ve faizlerinin belirsizliği 2017 sonu itibarıyla ağırlıklı olarak aşağı yönlü oluşabilir, Fed’in bilanço küçültmesi uzun vadede problem yaratacak bir durum değil kanımca. ABD dolarının bu durumu önümüzdeki aylarda netleşirse -ki teknik olarak orta-uzun vadede aşağı görünüyor hâlâ- TL gibi kurlarda daha fazla rahatlama görebiliriz. Bu da makro büyüme hedefinin yıllık bazda rahatlıkla %5 üzerinde oluşmasına destek verir. 2013 sonrası oluşan enflasyon gelişmelerine paralel yıllık fiyat seviyeleri baz etkisiyle ortalamada %7-%8 bandına gerileyebilir.

2017 senesinin sonuna geldiğimizde, şayet kur sene başında oluşan 3.51-3.53 altında gerçekleşirse OVP’nin 2018 senesi adına hedeflerinin gerçekleşme olasılığı oldukça artacaktır. Bu durumda ABD dolarının 2018 yılında da gerilemeye devam edeceğini anlamamız gerekli. Finansal ve teknik açıdan ABD dolarının bu duruşuna risk oluşturabilecek ana unsur ise Fed, Fed bilançosu, ABD borçluluğu/harcamaları değil, jeo-politik gelişmeler olabilir. Gördüğüm kadarıyla ABD dolarını kalıcı şekilde güçlendirebilecek durum sadece jeo-politik riskler, yoksa majör merkez bankalarının yarattığı parasal genişleme ile dönüp kendilerini vuracağını düşünmek rasyonel bir bakış olmayacaktır. Dolayısıyla OVP’nin gerçek şansını değerlendirmek için sene sonunu beklememiz faydalı.
 

K. Dağhan GÖKÇE

Uzman Hakkında

Dr. Öğr. Üyesi K. Dağhan Gökçe
Yatırım Danışmanlığı

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesi, ABD California Eyalet Üniversitesi ve UC Berkeley ortak programından işletme-iş idaresi alanında yüksek lisans, yine Boğaziçi Üniversitesi’nden ekonomi ve finans alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Gökçe, İstanbul Üniversitesi'nde finans doktora çalışmalarını 2016 yılında tamamlamıştır. Bilgi Üniversitesi’nde matematik finans dersleri veren K. Dağhan Gökçe, Nisan 2021’den bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bununla birlikte makro-ekonomi alanında global piyasaları günlük olarak İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca takip etmekte, global emtia piyasaları, hisse senetleri, vadeli ve türev piyasalar ile ilgili günlük yorumlarda bulunmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde risk yönetimi ve KOBİ danışmanlığı üzerine de çalışmalarda bulunmaktadır. Uzmanlık alanı politik-ekonomi, finansal yatırım ürünleri ve KOBİ risk danışmanlığıdır.

 

2002 yılında California İş Geliştirme Merkezi’nde Pazarlama Müdür Yardımcılığıyla başladığı kariyerine Fiat Auto’da Yedek Parça Ürünleri Pazarlama ve Satış Yöneticisi, makro ekonomi ve bölgesel gelişim alanlarında 23. Dönem TBMM Milletvekili Danışmanlığı, Hisar Şirketler Grubu’nda Finansal Yönetim, Forextraview dergisinde köşe yazarlığı, Turkey Tribune web sitesinde köşe yazarlığı ve yazarlık, Halkbank SMES Yatırım Danışmanlığı, Risk Turk’te Eğitim Danışmanlığı, Saxo Bank’ta Makro Ekonomist, Boğaziçi Üniversitesi’nde misafir öğretim üyeliği yaparak devam etmiştir. K. Dağhan Gökçe; Hisar Ev Aletleri ve Polathan Dayanıklı Tüketim şirketlerinde finans ve planlama sorumlusu, Turkey Tribune web sitesinde makro global ekonomi ve Merkez Bankası faaliyetleri ile ilgili köşe yazarıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri