Kredi Garanti Fonu ve Risk

Kredi Garanti Fonu, kredi başvurularında teminat yetersizliği yaşayan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ) garanti fonu kefaletiyle kredi kullanma imkânı sunan önemli bir mekanizma. Bu mekanizma KOBİ’lerin yanı sıra çiftçilere, esnaf ve sanatkârlara, serbest meslek mensuplarına da aynı fırsat eşitliğini sağlamakta. Fon temel olarak kredi vermez ancak müteselsil kefalet yoluyla bankalar kanalı üzerinden kredi verilmesine vesile olur ve bu sayede de piyasadaki küçük ve orta çaplı işletmelerin finansman problemlerini azaltmayı amaçlar.

15 Temmuz süreci ve sonrasında yaşanan ekonomik yavaşlama ve 16 Nisan sürecinin belirsizliği özellikle reel sektör ve ticari kesimde nakit döngü sıkıntısı yaşanmasına sebep olmuş, ödeme ve tahsilat zorlukları baş göstermişti. Bu geçici durumun düzeltilmesi adına atılan Kredi Garanti Fonu adımları oldukça yerinde ve önemli bir gelişmeydi. Hazinenin de verdiği kefalet desteği sayesinde Kredi Garanti Fonu’ndan kullanım 186 bin işletmeye, 122 milyar TL kefalet tutarına ve 140 milyar TL’ye yakın kredi tutarına ulaştı. KOBİ’lerin çeşitli vadelerde ve tutarlarda sağladığı bu kaynak şüphesiz işletmeler için oldukça fayda sağladı. Takipteki alacaklarından, operasyonel likidite ihtiyacına, ek kapasite yatırımlarından yeni projelere kadar birçok alanda kullanıldı.

Piyasa genelinde ciddi rahatlama yaratan bu destek fonunun kullanım dışı amaçlarının da olmuş olabileceği son dönemde sıkça dillendirilmeye başlandı. Kullanılan kredilerin mevduata dönüşmediğinden, gayrimenkul ve döviz alımına yöneltildiği gibi çeşitli haberler yapılmakta. Kredi-mevduat oranına baktığımızda tarihte ilk defa %145’in üzerinde olduğumuzu yani bankaların kullandırdıkları kredinin, ellerindeki mevduatın oldukça üzerinde olduğu görüyoruz. Yanı sıra mevduat faizlerinde de Mayıs 2017 itibarıyla %13-%14 yıllık brüt oranların oldukça fazla telaffuz edildiğini görmekteyiz. Bu imkândan kredi kullanan şirketlerin yatırım, ek kapasite ve gecikmiş tahsilat oranlarını düzenleyip düzenlemediklerini henüz bilmemiz oldukça zor ancak Kredi Garanti Fonu’nun piyasadaki mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü etki yaptığını, bankaların ve finans-dışı kesimin güncel rasyolarını pozitif etkilerken, ileri dönemler için sorunlar yaratabileceğini de akılda tutmamız gerekli. Sorunların oluşmaya başlaması genel büyüme trendindeki seyrin durağan olması durumunda daha sık telaffuz edilecektir; zira operasyonel döngünün kredi sarmalına girmemesinin yegâne çıkış noktası büyümedir. Kredi Garanti Fonu’ndan yararlanan finans-dışı kesimin ekonomideki genel harcama trendinin etkisiyle normalize olması yani ekonominin son dönemde yaşadığı şok seviyelerinin öncesine dönmesi gerekli, aksi takdirde piyasa faizlerinin tırmanmaya devam etmesi belirli finans-dışı kesim açısından kredi ihtiyaç sarmalına girilmesine ve/veya kredinin yenilenmesinde faiz riskiyle karşı karşıya kalınmasına sebep olacaktır.

Mikro durumda olası riskler bu şekildeyken makro olarak bakıldığında dikkat edilmesi gereken en önemli yer TL faizlerinin verim eğrisi üzerindeki hareketidir. 2 yıl ve daha uzun vadelerde enflasyon beklentilerindeki azalma ile gevşeme görülürken, gecelik ve 2 yıla kadar olan vadelerde hâlâ bir rahatlama görülmemektedir. Bu da TCMB’nin aldığı ve uyguladığı fonlama kararlarının etkisini azaltmasına sebebiyet verebilir. Kısa vadeli faizlerde, uzun vadede olduğu gibi bir rahatlama oluşmadığında Kredi Garanti Fonu’nun mikro bazda sağladığı muazzam fayda azalmaya ve kredi destek kısır döngüsüne neden olabilir.

Kısa vadeli makro risklerin sebebi jeo-politik, iç siyaset ve/veya uygulanan mali teşvik paketlerinin yan etkileri olabilir. Sebep ne olursa olsun kısa vadeli makro risk ve yüksek faiz devam etmekte. Makro normalleşme oluşmadığında alınan önlemlerin faydası da beklenenden daha az olacaktır ve dolayısıyla tabana yayılan büyüme döngüsüne dönüş süreci de uzayacaktır.
 
K. Dağhan Gökçe

Uzman Hakkında

Dr. Öğr. Üyesi K. Dağhan Gökçe
Yatırım Danışmanlığı

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesi, ABD California Eyalet Üniversitesi ve UC Berkeley ortak programından işletme-iş idaresi alanında yüksek lisans, yine Boğaziçi Üniversitesi’nden ekonomi ve finans alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Gökçe, İstanbul Üniversitesi'nde finans doktora çalışmalarını 2016 yılında tamamlamıştır. Bilgi Üniversitesi’nde matematik finans dersleri veren K. Dağhan Gökçe, Nisan 2021’den bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bununla birlikte makro-ekonomi alanında global piyasaları günlük olarak İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca takip etmekte, global emtia piyasaları, hisse senetleri, vadeli ve türev piyasalar ile ilgili günlük yorumlarda bulunmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde risk yönetimi ve KOBİ danışmanlığı üzerine de çalışmalarda bulunmaktadır. Uzmanlık alanı politik-ekonomi, finansal yatırım ürünleri ve KOBİ risk danışmanlığıdır.

 

2002 yılında California İş Geliştirme Merkezi’nde Pazarlama Müdür Yardımcılığıyla başladığı kariyerine Fiat Auto’da Yedek Parça Ürünleri Pazarlama ve Satış Yöneticisi, makro ekonomi ve bölgesel gelişim alanlarında 23. Dönem TBMM Milletvekili Danışmanlığı, Hisar Şirketler Grubu’nda Finansal Yönetim, Forextraview dergisinde köşe yazarlığı, Turkey Tribune web sitesinde köşe yazarlığı ve yazarlık, Halkbank SMES Yatırım Danışmanlığı, Risk Turk’te Eğitim Danışmanlığı, Saxo Bank’ta Makro Ekonomist, Boğaziçi Üniversitesi’nde misafir öğretim üyeliği yaparak devam etmiştir. K. Dağhan Gökçe; Hisar Ev Aletleri ve Polathan Dayanıklı Tüketim şirketlerinde finans ve planlama sorumlusu, Turkey Tribune web sitesinde makro global ekonomi ve Merkez Bankası faaliyetleri ile ilgili köşe yazarıdır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri