Global müşteriler tarafında Deutsche Bank görüşmelerinden gelen geri bildirimleri aşağıda kısaca sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Öncelikle ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen ile ilgili görüş şu şekilde;
“Eğer Avrupa ve Çin’deki gelişmelerin düzelmesini bekleyecekse Yellen’in faiz artırımı için çok daha uzun süre beklemesi gerekecek.”
Bu görüşün artık kilit müşteri grupları tarafında oturmaya başlaması, beni oldukça memnun ediyor. Zira 2015 Mayıs ayındaki akademik makalede basit bir ekonometrik analizle anlatmaya çalıştığımız ‘faiz spread dengesi’ ile ‘global makro denge’ artık meyvelerini vermeye başladı.
Negatif faiz bölgesindeki genel seyir; İsviçre ve Japonya verim eğrilerinin batışa doğru gidişi, Avrupa tarafının ise negatif bölgedeki seyre devam edecek olması beraberinde siyasi ve sosyal riskleri getirmekte. Artık para politikalarının etkisizliğe doğru gidişatını da tetikleyen faiz hareketleri, beraberinde global ayrışmaları ve mali politikaların yetersizlikle kararsızlık arası aksiyonlarını da getirmekte.
Basit bir dille anlatmak gerekirse, para basma diyebileceğimiz esas olay yeni yeni başlıyor… Borçların çevrilemeyecek hâle gelmesi ya borçların silinmesini ya da para basılarak döndürülmesini gerektirir. Finans teorisi basitçe bunu söylüyor… Borç silme karşılıklı olduğundan / olacağından dolayı ya bir ülkenin bilançosu küçülecek yani daralacak ya da borçlar basılacak parayla ödenecek… Bunun başka bir yolu yok sevgili yatırımcılar… İşte basılan / basılacak para denildiğinde; “Altın fiyatlarında daha hiçbir şey görmediniz” diye üstüne basa basa vurgulamam ve arkasında durmam bu sebepten…
Gelelim Deutsche Bank’tan aktarılan güncel risk ana başlıklarına…
Global müşteri gruplarının anlayamadığı; tarım-dışı istihdam rakamlarına rağmen ABD faizlerinin neden düştüğü? Deutsche ekonomistlerinin cevabı ise faizlerin yükseleceği, Brexit, italya gibi risklerden dolayı tedirginlik olduğu yönünde…
İtalyan bankalarındaki kurtarılma durumuyla ilgili bilgi talep etmişler Deutsche Bank ekonomistlerinden… Onların cevabı ise, 29 Temmuz ECB stres testleri öncesinde İtalyan bankalarının sermaye açıklarının kapatılacağı yönünde… Yani piyasa buna neredeyse kesin gözüyle bakıyor…
Bono getirileriyle hisse endekslerindeki getirilerin farklılaşması… Genel durumda haklılar aslında; pasif fonlar %40 - %60 aralığında değişecek şekilde bono ve spx tarafında uzun pozisyon taşırlar. Beklentileri hisse endekslerindeki getirilerin artışı / azalışı, bono verimlerini pozitif / negatif etkileyeceğidir. Ancak güncel durumda bono verimleri o kadar düştü ki; hisse senedi getirilerinin peşinde koşmaktan başka çare kalmadı gibi. Ortalamada equity risk premium ABD piyasası için %5’ler civarındadır. Şimdi sorulması gereken soru şu; ABD ortalama istihdam rakamları ve 2. çeyrek %2 - %2.4 büyüme beklentileri altında, ABD tahvillerinden yıl sonuna kadar beklenecek getiri ne kadar olabilir? Eğer bu oran %5’ten fazla ise hisse endekslerinde dengeli fiyatlama oluşur, yok tam tersi %5 altında tahvil getirisi var ise spx tarafına yüklenmekten başka çare kalmaz… İşte bu faiz dengesi spx için hem yeni ufuklar, zirveler çizebilecekken hem de global sistemik riskleri de arttıracaktır… Çünkü ABD hisse senedi endekslerinde satış olmasın diye karar alıcı otorite olarak elinizden geleni yapmanız gerekir. Düşünün kasımda da seçim var ayrıca… Spx son durak diye sürekli yazmamızın sebebi de budur sevgili yatırımcılar…
Brexit konusu da sorulmuş tabi… Ancak bu durum zaten havada şu anda. Muhafazakâr parti liderinin 50. maddeyi çalıştıracak kararlılığa sahip olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Bu da beraberinde parlamento onayına gitmeyi gerektirecektir, parlamento onayına gitmek de erken seçim riskini beraberinde getirecektir. Kısacası daha yeni yeni başlayacak İngiltere siyasi gelişmeleri, yerini ekimde olası seçimlere bırakabilir. Keza İtalya’da Renzi tarafında da AB’nin geleceğiyle ilgili referandum olasılığı bulunmakta.
Japonya ve İsviçre tarafında JPY ve CHF müdahale olasılıklarından ise sürekli bahsediyoruz. Kırılma noktalarını ve irrational exubarence açılımlarını bu bankalar belirleyecek FED ile birlikte.
Özetlemek gerekirse; dolar, TL ile uğraşmayın sevgili yatırımcılar, altın ve gümüş tarafında daha önümüzde çok uzun yol var.
K. Dağhan Gökçe