Kıdem Tazminatı ve Kıdem Tazminatı Alma Şartları

Günümüz iş hayatında işçi olarak çalışan herkesi ilgilendiren ve işçilere maddi güvence sağlayan konulardan biri de kıdem tazminatıdır. Kanunen işçi statüsünde olup bir iş yerinde düzenli ve sürekli olarak çalışan kişilere, bu iş yerinden ayrılmaları ve belirli koşulların varlığı hâlinde, çalıştıkları süre dikkate alınarak hesaplanan ve topluca ödenen para kıdem tazminatı olarak tanımlanabilir. Başka bir ifade ile kıdem tazminatı, işçiye belli koşulların sağlanması hâlinde, iş yerinde çalıştığı süre boyunca kazandığı kıdeminin ve çalışmasının karşılığı olarak işveren tarafından ödenen bir tür tazminattır.

Bilindiği üzere 4857 sayılı yeni İş Kanunu’nun 2003 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte 1475 sayılı İş Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak 1475 sayılı eski İş Kanunu'nun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi hâlen yürürlüktedir.

Bu bağlamda kıdem tazminatına ilişkin hükümler için eski İş Kanunu'nun 14’üncü maddesine bakmak gerekir. Söz konusu maddeye göre, bir işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için belirli şartlar aranmaktadır. Öncelikle işçinin 4857 sayılı yeni İş Kanunu kapsamında işçi olarak kabul edilmesi ve aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıl çalışmış olması gereklidir. Bu iki ön koşulun yanı sıra; sağlık, iyi niyet ve ahlak kuralarına aykırılık veya iş yerinde işin durması ve benzeri nedenlerle işçi tarafından sözleşmenin feshedilmesi, askerlik görevi nedeniyle işçinin işten ayrılması, emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile işten ayrılması, işçi kadının evlilik nedeniyle 1 yıl içinde kendi arzusu ile işten ayrılması veya işçinin ölümü gibi koşullarından birinin gerçekleşmesi hâlinde kıdem tazminatı ödenmesi mümkün bulunmaktadır.

İşçi tarafından iş akdi haklı bir nedenle feshedilmiş ise işçi her şekilde kıdem tazminatı almaya hak kazanmaktadır. Ancak iş akdinin işveren tarafından feshedilmesi hâlinde, işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için bu feshinin haksız olması gerekmektedir. Şayet işveren haklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetmişse veya işçinin yaptığı fesih haksız bir fesih ise bu durumda işçinin kıdem tazminatı alma hakkı bulunmamaktadır.

Bir işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için aranan şartları biraz daha ayrıntılı incelemek gerekir. Kanunun kıdem tazminatına hak kazanılması için aradığı en önemli şart; işçinin İş Kanunu kapsamında işçi olarak kabul edilmesi ve aynı işverenin iş yerinde en az 1 yıl süre ile çalışmasıdır. İşçi söz konusu iş yerinde bir yıldan az bir süre çalışmış ise kıdem tazminatı alabilmesi mümkün değildir.

Bu ön koşulların dışında işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmiş olması gerekir. İş Kanunu’nun 24. maddesinde işçinin süresinden önce veya bildirim süresine uymaksızın sözleşmeyi haklı nedenle ve derhal feshedebileceği durumlar sayılmıştır: Buna göre;

·         İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa, işçi iş akdini feshedebilir. Bunun için tam teşekküllü devlet hastanelerinden veya üniversite hastanelerinden sağlık raporu alınmalıdır.

·         İşçinin maaşının, fazla mesai alacağının veya diğer alacaklarının ödenmemesi veya sürekli bir şekilde geç ödenmesi hâlinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin belirlenen ücret ödenme gününün gelmesi ve bu ücrete hak kazanması gerekir.

·         İşçi, işveren tarafından hakaret ve tehdit edilirse, taciz veya psikolojik baskı yapılırsa ve iş yerinde rahatsız edilirse, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

·         Erkek işçiler, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek üzere işten ayrılabilirler. İşçi, askerlik ödevini ifa edeceği gerekçesiyle iş akdini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır. İşveren bu gerekçeyle ayrılan işçisine kıdem tazminatını ve diğer tüm alacaklarını ödemek zorundadır.

·         İşçinin iş koşullarında esaslı değişiklik yapılması hâlinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır. Örneğin, iş yerinin mevcut yerinden daha uzak bir yere taşınması, işçi nitelikli bir işte çalışırken düz işçi olarak çalıştırılması, çalışma saatlerinin olağan dışı değiştirilmesi gibi durumlarda, işçi iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

·         İşçi kanunun kendisine verdiği emeklilik hakkını kullanarak emekli olursa, kıdem tazminatına kendiliğinden hak kazanır.

·         İş Kanunu, sadece kadın işçiye özgü olmak üzere, evlilik gerekçesiyle iş akdini feshederek kıdem tazminatını almasına imkân tanımıştır. Kadın işçi, evlendiği tarihten başlamak üzere 1 yıl içinde iş akdini feshederse kıdem tazminatı alabilir.

·         İşçi, sendika yöneticisi olduğu gerekçesiyle iş akdini askıya alabileceği gibi, sözleşmeyi feshederek kıdem tazminatı da alabilir. Sendika görevinden ayrılan işçinin talebi hâlinde, işveren 1 ay içinde eski işine uygun pozisyonda çalıştırmak zorundadır. Aksi takdirde işverenin kıdem tazminatını ödemesi gerekir.

·         İşçinin ölmesi hâlinde geriye kalan mirasçıları kıdem tazminatı talebinde bulunabilirler. İşçinin iş kazası veya başka bir nedenle ölümü hâlinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanır.

·         Parça başı çalışılan iş yerlerinde işveren, işçinin işi kendiliğinden bırakması için daha az iş veremez. Eğer işçi diğer işçilerden negatif anlamda farklı muamele görüyorsa iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

Yukarıda açıklanan hallerin varlığına rağmen işçiye kıdem tazminatı ödenmiyor ise artık işçi bu nedenlere dayanarak işveren aleyhine kıdem tazminatı davası açabilir.

Kıdem tazminatı davasında zamanaşımı süresi yeni İş Kanunu Ek 3. maddesine göre beş (5) yıldır. Bu süre fesih tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Ancak işçi zamanaşımı süresi içinde kıdem tazminatı talebiyle iş davası açamadığı takdirde, bir daha bu çalışmasına ilişkin kıdem tazminatı davası açamayacak, kıdem tazminatı talebi zamanaşımına uğrayacaktır.

Kıdem tazminatı davaları davalı işverenin merkezinin bulunduğu yer ya da işçinin işini icra ettiği iş yerinin bulunduğu yer iş mahkemelerinde açılabilir.

Av. Belgin Aksoy

Uzman Hakkında

Av. Belgin Aksoy
İş Hukuku ve Borçlar Hukuku

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri