İş Hukuku Bakımından İbraname

Hukukta ibra; aklanma, temize çıkma, aklama, temize çıkarma gibi anlamlara gelmektedir. İş hukuku anlamında ibraname alacaklı durumunda bulunan işçinin borçlu durumundaki işverene karşı sahip olduğu bir veya birden fazla alacağını ortadan kaldıran, onu geçmişe dönük olarak ibra ettiğini gösteren belgedir. İbraname uygulamada işçi ve işveren ilişkisi sona erdirilirken sıkça kullanılır.
İbra 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun (Kısaca YBK olarak anılacaktır) ceza koşulu ve ibra başlıklı 420. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden önce gerek 818 sayılı Borçlar Kanununda gerekse 4857 sayılı İş Kanunu’nda ibraname ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamakta, bu konudaki boşluklar Yargıtay İçtihatları ile giderilmekteydi. Yargıtay içtihatları ile giderilen yasa boşluğunun büyük bölümü 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu madde 420 ile açıklığa kavuşmuştur.
 
YBK’nın ilgili maddesi; “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.”
 
Yukarıdaki madde metninden de anlaşıldığı üzere YBK’nın 420. maddesi ibranamenin geçerli olabilmesi için birtakım şartların yerine getirilmiş olmasını şart koşmaktadır. Şöyle ki; işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olarak yapılması, ibranamede ibra konusu alacağın türü ve miktarının tek tek sayılması, ibranamede belirtilen işçi tarafından hak edilen tutarın banka aracılığı ile noksansız olarak yatırılması gerekir. Bankaya noksansız olarak yatırılmamış veya ödemeden sonra düzenlenen ibranameler ise geçersizdir. Ayrıca ibranamenin, sözleşmenin sona ermesinden itibaren en az bir aylık sürenin geçmesinden sonra düzenlenmiş olması gerekir. Söz konusu şart ile iş sözleşmesi düzenlemeden önce veya hemen sonra ibraname alma yoluna gidilmesi önlenmek amacıyla getirilmiştir.
 
İbraname düzenlenirken YBK 420. maddesi ile getirilen şartlara uyulmaması hâlinde ise ibranameler kesin olarak hükümsüz olacaktır. Kesin olarak hükümsüz olan ibranamelere karşı ise işçinin alacak talep hakkı devam edecek ve işçi alacaklarını dava konusu edebilecektir. İbranamenin tutar içermesi ancak belirtilen tutarın gerçek alacağı göstermemesi hâlinde ise ibraname içerdiği miktarla sınırlı olarak makbuz niteliğinde sayılacaktır. İşçinin hak ettiği tutarın tam olarak ödenmemesi hâlinde makbuz niteliğindeki ibraname, işçinin ödenmeyen veya eksik ödenen tutarı talep etmesine engel teşkil etmeyecektir.
 
İbranamenin sözleşmenin feshinden itibaren bir aylık sürenin geçmesi ile düzenlenmesi gerektiğine ilişkin hüküm yeni, daha önce uygulaması olmayan bir hükümdür, hiç şüphesiz işçiyi korumak düşüncesiyle getirilmiştir. Ancak ibranamedeki tutarın işçiye ne zaman ödeneceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş olması, işçi aleyhine bir eksikliktir. İşveren açısından ise ibranamenin makbuz niteliğinde sayılmasına ilişkin düzenleme işverenin yaptığı ödemeyi ispata yarayacağından işveren lehinedir.

Av. Özlem Kayhan

Uzman Hakkında

Av. Belgin Aksoy
İş Hukuku ve Borçlar Hukuku

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri