İcra takibi, alacaklının borçludan rızaen tahsil edemediği alacağını devlet eliyle tahsil etmek için icra müdürlüğü nezdinde başlatmış olduğu hukuki işlemdir. İcra takibinin adi takip, kambiyo senedine dayalı takip ve ilamlı takip olmak üzere üç farklı türü mevcuttur. Bu yollarla alacaklı borçluya karşı bir icra takibi başlatmak istediğinde takip talebi ile icra müdürlüğüne başvurur. Takip talebini alan icra müdürlüğü kanundaki şartların sağladığı kanaatine varırsa ödeme emri ya da icra emri düzenleyerek bu talebi borçluya gönderir. İcra müdürlüğü tarafından ilamsız takip ve kambiyo senetlerine özgü takiplerde ödeme emri, ilamlı takiplerde ise icra emri gönderilmektedir. Biz bu makalede ilamsız takipler ve bu takiplerde gönderilen ödeme emri hakkında kısa bir bilgilendirme yapacağız.
İlamsız icra takibi, herhangi bir mahkeme kararına dayanmayan, para borcu, teminat ya da diğer alacaklar için icra müdürlüğünde yapılan icra takibidir. Bu icra yolunda alacaklının elinde bir belgenin, ilamın veya bir alacağı gösterir ve ispat eder nitelikte herhangi bir belgenin olması şart değildir.
Ödeme emri, adi yani ilama dayalı olmayan takip ile kambiyo senedine dayalı takip konusu borcunu zamanında ödemeyen borçluya borcunu ödemesinin, itirazı varsa bunu bildirmesinin, aksi takdirde mallarının haczedileceğinin ihtar edildiği bir bildirim yöntemidir. Diğer bir ifade ile ödeme emri, borçluya borcunu ödemesi gerektiği, ödemezse nasıl ve hangi sürede itiraz edebileceği ve bunların sonuçları hakkında ikaz ve ihtarları içeren bir belgedir.
İlamsız icra takipleri kural olarak yetkili icra dairelerinde açılır. Taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi yok ise borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi yetkili kabul edilir. Eğer para ve teminat alacağı bir sözleşmeden doğmuş ise sözleşmenin ifa edileceği yerin icra dairesi de söz konusu takipte yetkili merci olur. Yetki itirazı kamu düzenine ilişkin olmadığından icra dairesi kendiliğinden yetkili olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapamaz. Bunun için borçlunun yetki itirazında bulunması gerekir. Bununla birlikte borçlu yetkisiz bir icra dairesinde başlatılan takibe yetki yönünden itiraz etmez ise takibin başlatıldığı icra dairesi de yetkili sayılacaktır.
İcra müdürlüğü takip talebine konu alacağın mevcut olup olmadığı, vadesinin gelip gelmediği gibi hususları incelemeye yetkili olmadığından talebe ilişkin ödeme emrini düzenlemek ve göndermek zorundadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 60. maddesinde ödeme emrinde nelerin yazacağı belirtilmiştir. Buna göre; alacaklının takip talebindeki kayıtları, borcun ve takip giderlerinin takip türüne göre 7 gün içinde ödeme emrinde yazılı olan banka hesabına ödenmesi ihtarı, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde imzaya veya borca itiraz edebileceği ihtarı, süresi içerisinde mal beyanında bulunma ihtarı, 7 gün içinde borç ödenmezse ya da itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği ihtarı ile icra müdürünün mühür ve imzasının ödeme emrinde bulunması gereklidir.
Ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurması için PTT aracılığıyla ya da elektronik yolla tebliğ edilmesi gerekir. Gerekli olduğunda icra dairesi memur eliyle de tebligat yapabilir. Böylece borçlu kendisine karşı bir icra takibi başlatıldığından haberdar olmaktadır. Borçlu ödeme emrinin tebliği ile borcu kabul edip ödeyebileceği gibi 7 gün içinde borca veya imzaya itiraz da edebilir. Borçlu ödeme emrine konu borcu olmadığı, bu borcu önceden ödediği gibi itirazlarını 7 gün içinde ödeme emrine itiraz yolu ile ileri sürebilecektir. Yedi gün içerisinde yapılan itiraz icra takibini kendiliğinden durdurur. Borçlunun bu itirazı ortadan kaldırılıncaya kadar var olan takipte herhangi bir işlem yapılamaz.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse itirazı reddedilir ya da kaldırılırsa ödeme emri ve dolayısıyla icra takibi kesinleşecektir. Takibin kesinleşmesiyle beraber alacaklının, borçlunun malvarlığına haciz koyması ve haczedilen malları paraya çevirmesi mümkündür. Ayrıca borca, yetkiye ya da imzaya itiraz etmeyen borçlunun 7 gün içinde gerçeğe uygun mal beyanında bulunmak zorunda olduğu da unutulmamalıdır.
Borçlunun ödeme emrine itirazı ile icra takibi durmuş ise takip alacaklısının da bazı hakları vardır. Alacaklı 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurup itirazın kaldırılmasını isteyebilir ya da 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir.
Borçlu farklı gerekçeler ile kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz süresini kaçırmış ve zamanında borca itiraz edememiş olabilir. Bu durumda kanun borçluya bazı haklar tanımıştır. Gerçekte borcu olmayan ancak ödeme emrine zamanında itiraz etmediği için aleyhinde açılan takip kesinleşen borçlunun şikâyet, gecikmiş itiraz, icra takibinin iptal ve taliki, menfi tespit ve istirdat davası gibi yollara başvurarak haklılığını ispat etmesi mümkündür.
Av. Belgin Aksoy
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.