İcranın geri bırakılması 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 33. maddesinde düzenlenmiş olup, ilam veya ilam niteliğindeki belgelere dayanılarak yapılan icra takiplerinde, icranın geri bırakılması talebi icra mahkemesi tarafından reddedilen borçlunun göstereceği belirli bir teminat karşılığında istinaf veya temyiz merciinden alacağı tehiri icra kararı ile icra işleminin istinaf/temyiz dosyası sonuçlanana kadar durdurulmasıdır. İcranın geri bırakılması, borçlu aleyhinde başlatılan ilamlı icra takiplerinde borçlunun başvurabileceği oldukça önemli bir yol olup, tehiri icra işlemlerinin borçlu lehine sonuçlanması hâlinde alacaklının başlattığı icra takibi durdurulmaktadır. Başka bir ifade ile icranın geri bırakılması, ilamlı icra takiplerinde ilk derece mahkemesi kararının borçlu tarafından istinaf veya temyiz edilmesi hâlinde teminat karşılığında üst mahkemeden alınan karar ile üst derece mahkemesindeki dosya sonuçlanana kadar icra işlemlerinin durdurulmasıdır.
İcranın geri bırakılması kurumu; ilam ve ilam niteliğindeki belgelere dayanılarak başlatılan ilamlı takiplerde söz konusudur. İlam, mahkeme tarafından verilen kararın davanın her iki tarafına da verilen onaylı örneğidir. İlam niteliğinde belgeler ise mahkeme tarafından verilmemesine rağmen icra hukukunda mahkeme tarafından verilmiş gibi sonuç doğuran, mahkeme huzurundaki sulhlar, icra dairelerindeki kefaletler gibi belgelerdir.
İcranın geri bırakılması prosedürünün başlatılması için öncelikle, alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takip dosyasından borçluya tebliğ edilen icra emrine karşı tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde, takip konusu borcun zaman aşımına uğradığı, borcun itfa edildiği (belirli dönemlerde ya da tek seferde ödendiği) ya da borcun imhal edildiği (alacaklı tarafından borcun ödenmesi için süre verildiği) gerekçeleri ile icra tetkik merciine itiraz başvurusunda bulunulması ve bu başvurunun reddedilmesi gerekmektedir.
Bu aşamada borçlu söz konusu mahkeme kararını tehiri icra talepli olarak istinaf/temyiz etmelidir. İşbu kararın yalnızca istinaf/temyiz edilmesi icranın geri bırakılması için yeterli olmayıp mutlaka icranın geri bırakılması talebini içermesi gerekmektedir. Kararın istinaf veya temyiz edilmesinin ardından mahkemeden bir derkenar (kararın istinaf/temyiz edildiğini gösteren tensip) alınır. Derkenar alınmasının ardından icranın geri bırakılması için icra dosyasının konusu olan mevcut borç ile bu borcun üç aylık faizi tutarına karşılık gelecek şekilde belirlenecek teminatın icra dosyasına yatırılması gerekmektedir. Bu teminat nakdi olarak yatırılabileceği gibi banka teminat mektubu olarak da verilebilir.
Borçlunun sunduğu teminat hâkim tarafından onaylanırsa borçlu sonrasında icra müdürlüğüne başvuru yaparak 60 günlük bir mehil vesikası alacaktır. Teminatın yatırılmasından sonra icra müdürlüğü tarafından düzenlenen mehil vesikası ile verilen 60 günlük süre borçlunun, tehir-i icra kararını Yargıtay’dan getirme süresidir. Bu süre içinde Yargıtay’dan alınarak icra dosyasına sunulacak tehir-i icra kararı ile icra dosyası işlemleri duracak, borcun tahsili için hiçbir işlem yapılamayacaktır. Şayet 60 günlük süre içerisinde borçlu bu kararı getiremez ise icra dairesine başvurarak 30 günlük ek süre talep etmesi mümkündür. 30 günlük ek süre ise kesin olup, uzatılması mümkün olmadığından bu süre içerisinde de borçlu icranın geri bırakılması kararı getirmezse alacaklı tehir-i icra teminatı olarak yatırılan bedeli icra dosyasından tahsil edebilecektir.
Borçlunun tehir-i icra kararını icra dosyasına sunmasından sonra dosyanın istinaf veya temyiz yargılaması sonucunda borçlu haklı çıkar ve icra mahkemesinin kararı bozulursa borçlu icranın geri bırakılması talebi için yatırdığı teminatı icra dairesinden geri alabilir. Ancak ilk derece mahkemesinin verdiği kararın istinaf veya temyiz merci tarafından onanması ve borçlunun haksız bulunması durumunda icra dosyası durduğu yerden devam eder ve borçlu tarafından icranın geri bırakılması için yatırılan teminattan alacaklının alacağını tahsil etme imkânı doğar.
İcranın geri bırakılması talebi reddedilen borçlu, borcunu icra dairesine ödemez ise borçlunun malları haczedilerek satılacak ve alacaklının alacağı ödenecektir. İcranın geri bırakılması talebi reddedilen veya icranın geri bırakılması talebinde bulunmayan borçlu, borcunu icra dairesine ödemeden önce, icranın geri bırakılmasının reddine ilişkin hükmün verildiği tarihten sonraki bir dönemde borcun itfa edilmiş veya zaman aşımına uğramış olduğunu ileri sürerek 2004 sayılı Kanun’un 72. maddesine göre alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir. Ancak icranın geri bırakılmasının reddine ilişkin hükmün verildiği tarihten önce borcunu ödemiş olduğunu ileri süren borçlunun alacaklıya karşı menfi tespit davası açması mümkün değildir.
Av. Belgin Aksoy
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.