İcra Hukukunda Şikâyet

İcra ve iflas hukukunda şikâyet, icra takibinin taraflarına veya taraf olmadığı hâlde şikâyet etmekte hukuki yararı bulunan ilgili diğer kişilere tanınmış olan, icra ve iflas hukukuna özgü bir hukuki çözüm yoludur. Şikâyet bir dava ya da kanun yolu değildir. İcra dairesinin veya diğer icra organlarının kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da icra takip işlemlerinin icra dairesi tarafından hiç yapılmaması veya sürüncemede bırakılması durumunda bu işlemlerin yapılmasını sağlayan hukuki yol şikâyet olarak tanımlanabilir. Şikâyet icra dairesi işlemlerine karşı olup tarafların yaptığı takip işlemlerine karşı şikâyet yoluna gidilemez.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikâyet olunabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Buna göre; şikâyetin konusu genel olarak icra dairesinin yaptığı kanuna veya olaya uygun olmayan işlemler olmakla birlikte bazen icra dairesinin hiç yapmadığı ya da yapılmasını geciktirerek sürüncemede bıraktığı işlemler de şikâyetin konusunu oluşturabilir.

Söz konusu Kanun maddesine göre şikâyet sebepleri; işlemin kanuna uygun olmaması, işlemin hadiseye (olaya) uygun olmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi ya da bir hakkın sebepsiz olarak sürüncemede bırakılması olarak sayılabilir. 

İşlemin kanuna uygun olmaması ile kastedilen şikâyete konu işlemin kanuna aykırı olması, yanlış uygulanması ya da kanun hükmünün hiç uygulanmamasıdır. İşlemin hadiseye (olaya) uygun olmaması ise icra müdürüne kanun ile verilen takdir yetkisinin somut olaya uygun kullanılmamasından kaynaklanmaktadır. Bir hakkın yerine getirilmemesi ile kastedilen ise icra müdürünün görevi olan bir işi yapmaması ya da yapmayı reddetmesi nedeniyle şikâyet yoluna gidilebileceğidir. Bir hakkın sebepsiz olarak sürüncemede bırakılması diğer bir şikâyet sebebi olup; icra müdürünün yapması gereken bir işlemi kanunda belirtilen ya da makul bir süre içinde haklı bir sebebi olmaksızın yapmaması nedeniyle hak sürüncemede bırakılmaktadır.

İcra hukukunda şikâyet bir dava türü olmadığından davalı ya da davacı bulunmaz, şikâyet yoluna başvurulduğunda şikâyet eden ve şikâyet olunan olmak üzere iki taraf bulunmaktadır. Sadece icra işleminin tarafları değil şikâyet konusu ile ilgisi bulunan, işlemden etkilenen herkes taraf olabilir. Şikâyet süreye tabi bir işlemdir. Şikâyete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikâyet başvurusu yapılmalıdır. Şayet şikâyet konusu işlem ilgiliye tebligat yolu ile bildirilmiş ise yedi günlük süre tebliğ tarihinden itibaren işler. Fakat işlem tebligat yolu ile yapılmamış ise şikâyet eden kişinin şikâyet konusunu öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihten itibaren yedi günlük şikâyet başvuru süresi işlemeye başlar. Eğer karşı taraf şikâyet edenin olayı daha önce öğrendiğini ispat ederse öğrenme tarihi olarak bu tarih dikkate alınacaktır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle icra mahkemesi tarafından şikâyetin süresinde yapılıp yapılmadığı re’sen dikkate alınır.

Şikâyette söz konusu olan yedi günlük şikâyet süresinin iki önemli istisnası vardır. Bir hakkın yerine getirilmemesi veya makul sürede yapılmayarak sebepsiz yere sürüncemede bırakılması nedeniyle ya da kamu düzenine aykırı olan işlemler nedeniyle ilgililerin her zaman şikâyet yoluna başvurması mümkündür. 

2004 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre şikâyet kendiliğinden icra işlemlerini durdurmaz. Şikâyet üzerine hangi durumlarda icranın durdurulacağı yazılı değildir. Bu nedenle şikâyet başvurusunu alan icra mahkemesi, şikâyetin konusu ve niteliğine göre icranın durmasını gerekli görürse, talep üzerine veya kendiliğinden şikâyet sonuçlandırılıncaya kadar icranın geri bırakılmasına karar verebilir.

Şikâyet yazılı veya sözlü olarak şikâyet edilen icra dairesinin bağlı bulunduğu icra hukuk mahkemesine yapılır. Yani yetkili icra hukuk mahkemesi işlemin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra hukuk mahkemesidir. İcra mahkemesi önüne gelen şikâyet dosyasını inceler ve şikâyetin süresi geçtikten sonra yapıldığı ya da hukuki yararı bulunmayan kişilerin şikâyet talebinde bulunduğu kanaatine ulaşırsa dosyayı usulden reddeder. İcra mahkemesi şikâyetin usule uygun olduğu kanaatine varırsa dosyanın esasını inceler.

Şikâyet üzerine yapılan esastan incelemede üç şekilde karar verilebilir. İcra mahkemesi şikâyet konusu işlemin iptali kararı verir ise şikâyet konusu işlem ve ona bağlı olarak yapılan tüm işlemler yapıldığı andan itibaren geçersiz kabul edilir. Şikâyet konusu işlemin düzeltilmesine ilişkin icra mahkemesi kararı ile icra dairesinin yapmış olduğu işlem bozulmaz sadece düzeltir. Bu durumda icra dairesinin hatalı işlemini, örneğin hesap hatasını icra mahkemesi düzeltmektedir. Diğer bir karar ise icra mahkemesi tarafından icra dairesine işlemin yapılması talimatı verilmesidir. İcra mahkemesi icra müdürünün işlemi haklı bir sebebi olmaksızın yapmadığı ya da sürüncemede bıraktığı kanaatine varırsa şikâyete konu işlemin yapılmasını emreder. Bu durumda icra müdürü, icra mahkemesinin bu kararına karşı direnemez.

Kural olarak icra hukuk mahkemesi kararlarına karşı kanun yolları açıktır. Ancak Kanun’un 363. maddesinde yer alan icra mahkemesi kararlarına karşı kanun yoluna gidilemez.

Av. Belgin Aksoy

Uzman Hakkında

Av. Belgin Aksoy
İş Hukuku ve Borçlar Hukuku

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri