Davanın Islahı

Davanın ıslahı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Islah dava taraflarının usule ilişkin olarak yaptığı işlemlerin, mevzuatta belirtilen süre içerisinde ve usulüne uygun olarak tamamen veya kısmen düzeltilmesine imkân sağlayan hukuki bir yoldur. Kısaca tarafların yargılamadaki usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmesini ıslah olarak tanımlayabiliriz. Islahın amacı yargılama aşamasında süre ve şekil gibi usuli eksikliklerden kaynaklı olarak ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarının önlenmesidir. Taraflar yalnızca kendi yaptıkları usul işlemlerini ıslah edebilir. Bunun yanı sıra aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.

Taraf usul işlemlerinin tamamen veya kısmen ıslah edilmesi mümkündür. Islah ile taraflar dava sebebini değiştirebilir, dava konusunun değerini artırılabilir, dava konusunu ve cevap dilekçesini değiştirilebilir. Ayrıca dava dosyasına delillerini sunmuş olan taraf ıslah ile yeni kanıtlar gösterebilir ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240/2 maddesi gereğince ıslah ile 2. tanık listesi verilmesi ve tanık listesinde yer almayan bir kimsenin tanık olarak dinletilmesi mümkün değildir.

Peki davanın ıslahı nasıl yapılır? Islah sözlü ya da yazılı olarak tek taraflı irade açıklamasıyla yapılır ve ıslahın tamamlanması için mahkemenin veya karşı tarafın ıslahı kabul etmesi gerekmez. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilmesi gerekir. Taraflar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının başladığı andan itibaren tahkikat sonuçlandırılıncaya kadar ıslah yoluna başvurabilir. Bu nedenle tahkikat aşaması sonuçlandıktan sonra istinaf ve temyiz aşamasında ıslah yapılamaz. Daha önce ıslah yoluna başvurulmuşsa ikinci kez ıslah yoluna gidilemeyeceğinden yeniden yapılan ıslah beyanı re’sen reddedilir.

Islah edilecek olan usuli işlemin daha önceden süresinde yapılmış olması gerekir. Örneğin cevap süresi kaçırılmış ve davaya süresinde cevap verilmemiş ise ortada daha önceden yapılmış bir usuli işlem bulunmadığından, ıslah ile cevap dilekçesi sunulması mümkün değildir. Ancak cevap dilekçesi süresinde verilmiş fakat ilave edilmek hususlar var ise örneğin zaman aşımı definde bulunulmamış ise bu hususun ıslah yolu ile öne sürülmesi mümkündür. Özetle süresi içerisinde yapılmayan bir usuli işlem varsa bu işlem ıslah ile süresindeymiş gibi yapılamaz.

Kanunun 178. maddesine göre ıslah eden taraf, ıslah sebebiyle geçersiz hâle gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere hâkimin takdir edeceği miktarda teminatı, bir hafta içinde, mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aynı şekilde ıslah edilen işlem harca tabi ise bu harcın da yatırılması gerekmektedir. Aksi durumda ıslah yapılmamış sayılacaktır. Mahkeme veznesine zararları karşılamak üzere yatırılan bu tazminat miktarı, karşı tarafın ıslah nedeniyle oluşan zararının kesin olarak tespit edilmesinden sonra eksik kalır ise tamamlattırılır, fazla ise ıslah edene iade edilir.

Bazı işlemlerin ıslah yoluyla yapılması mümkün değildir. Örneğin ıslah ile taraf değişikliği yapılamaz, ikinci tanık listesi verilemez, karşı dava açılamaz, maddi hukuk işlemleri ıslah ile düzeltilemez.  

6100 sayılı Kanun’un 180 ve 181. maddelerine göre davanın tamamen ıslahı ya da kısmen ıslahı olmak üzere ıslah iki şekilde yapılabilir. Davacı davayı tamamen ıslah edebilir. Bu durumda davasını tamamen ıslah eden tarafın bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesini mahkemeye sunması gerekmektedir. Süresinde dava dilekçesini vermeyen taraf ıslah hakkını kullanmış sayılır ve ıslah yapılmamış gibi davaya devam edilir. Ancak davayı tamamen ıslah eden davacı ıslah dilekçesinde ıslah ettiği işlemi açıkça belirtmişse artık bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorunda değildir. Davanın tamamen ıslahı yeni bir dava olmayıp ilk davanın devamı niteliğindedir.

Diğer bir ıslah türü ise davanın kısmen ıslahıdır. Kısmen ıslah yoluna her iki taraf da başvurabilir. Dava taraflarının kısmen ıslah yoluna başvurması hâlinde davada yapılmış olan belli bir usuli işlem düzeltilir. Kanuna göre kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa kısmi ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.

Taraflar davanın ıslahını sırf davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek amacıyla kötü niyetle yapabilir. Böyle bir durumda ıslahın kötü niyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya emareler ile anlaşılırsa mahkeme tarafından ıslah dikkate alınmadan karar verilir. Ayrıca kanunun 182. maddesine göre kötü niyetli istinaf eden hakkında bir yaptırım uygulanır. Bu madde kapsamında hâkim, kötü niyetle ıslaha başvuran tarafı, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarını ödemeye ve 500 (beş yüz) Türk Lirası’ndan 5.000 (beş bin) Türk Lirası’na kadar disiplin para cezası ödemeye mahkûm eder.

Islahın davaya etkisi kanunun 179. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre davanın tamamen ıslahında dava dilekçesinin verilmesi dahil o ana kadar yapılan yani ıslah anından geriye doğru olan tüm usûl işlemleri geçersiz kılınmakta, adeta yargılamanın en başına dönülmektedir. Bu hükmün amacı, ıslahtan önceki işlemleri ve sonuçlarını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafça yerine getirileceği ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Davanın kısmen ıslahında ise sadece kısmen ıslahın kapsamına dahil edilen usul işlemleri geçersiz hâle gelmektedir.

Av. Belgin Aksoy

10.02.2023

Uzman Hakkında

Av. Belgin Aksoy
İş Hukuku ve Borçlar Hukuku

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. 1994-2002 yılları arasında İzmir Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yaptı. 2005 yılında Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde Hazine avukatı olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında müşavir Hazine avukatı olan Belgin Aksoy, Ankara Barosu’na kayıtlıdır. Mesleki çalışmalarında icra iflas hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaştı. Hukuki konularda düzenlenmiş ulusal ve uluslararası çok sayıda toplantıya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen katıldı, OECD bünyesinde yürütülen yolsuzlukla mücadele faaliyetlerinde, hukuk alanında yürütülen Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının dostane çözüm süreçlerinde, ulusal mevzuat hazırlama ve hukuki mütalaa komisyonlarında görev aldı. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi’nde ve hizmet içi kurslarda hukuk dersleri vermiş olan Aksoy, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca bilmektedir.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri