2025 Yılı Ekonomik ve Jeopolitik Beklentiler: Bir Dönüm Noktasına Doğru

2025 yılı, küresel ekonomi ve jeopolitik dengeler açısından önemli kırılma noktalarını barındıran bir yıl olacak. Donald Trump’ın ABD Başkanlığına dönüşü, mevcut uluslararası düzen üzerinde yeni dalgalanmalar yaratırken, yapay zeka, sürdürülebilirlik ve korumacılık gibi faktörler ekonomik ve siyasi dinamikleri yeniden şekillendirecek. Bu makalede, belirtilen beklentiler ışığında 2025’in olası ekonomik ve jeopolitik görünümleri ele alınmaktadır.

Jeopolitik Görünüm: Denge Arayışı

ABD ve Büyük Güçlerin Politikaları

  • ABD’nin Yeni Yönelimi: Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, uluslararası ilişkilerde belirsizlik ve gerilimlerin arttığı bir dönem olabilir. Trump yönetiminin ekonomik korumacılığı artırması ve çok taraflılıktan uzaklaşması, küresel liderlik boşluğuna yol açabilir.
  • Orta Doğu: İsrail-Filistin çatışmasının yanı sıra İran ile ilişkilerde artan gerilim, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirebilir. İsrail’in Suudi Arabistan ile normalleşme çabaları, Orta Doğu’daki güç mücadelesinde yeni bir eksen yaratabilir.
  • Rusya ve Ukrayna: Avrupa’nın savaş yorgunluğu, Ukrayna ile Rusya arasında olası bir anlaşmaya zemin hazırlayabilir. Ancak bu durum, Batı’nın Rusya’ya yönelik uzun vadeli stratejik duruşunda bir kırılma yaratabilir.
  • Suriye’deki son gelişmeler, Orta Doğu’nun güç dengelerini yeniden şekillendiren önemli bir faktör haline gelmiştir. Esad rejiminin ani çöküşü ve Hayat Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) kontrolü ele alması, ülkenin yeniden dengelenme sürecine girmesini sağlama fırsatını artırmıştır.

Asya’da Çin’in Rolü

  • Tayvan ve Çin: Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Tayvan’a yönelik askeri bir müdahaleyi ertelemesi olası görünse de ABD-Çin ilişkilerinin yeniden şekilleneceği bir dönem olacaktır.
  • Küresel Güney: Çin’in altyapı projelerine yönelik yatırımları ve Küresel Güney ile ticari bağlarını güçlendirme çabaları, çok kutuplu bir ekonomik düzenin temel taşlarından biri olabilir.

Ekonomik Görünüm: Dönüşümün Eşiğinde

Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm

  • İklim Finansmanı: Paris Anlaşması’nın 10. yıl dönümünde, gelişmiş ülkelerin iklim finansmanı taahhütlerini yerine getirme baskısı artacak. Bu durum, yenilenebilir enerji teknolojilerine olan talebi ve yatırım fırsatlarını artırabilir.
  • Gelişmekte Olan Ülkeler: Afrika, Asya ve Latin Amerika’da iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasız bölgeler, uluslararası yatırım ve iş birliğinden en fazla fayda sağlayacak yerler olacaktır.

Teknolojik Gelişmeler

  • Yapay Zekâ ve İnovasyon: Yapay zekâ, kuantum bilişim ve biyoteknolojideki gelişmeler, yeni değer yaratım yöntemlerini tetikleyerek küresel ekonomiyi yeniden şekillendirecek. Özellikle eğitim, sağlık ve lojistik gibi sektörlerde devrim niteliğinde değişiklikler bekleniyor.
  • Kripto Paralar ve Finans: Kripto para piyasalarının düzenlenmesi için küresel bir çaba şekillenebilir. Afrika ve Latin Amerika gibi bölgelerde dijital finansal araçların yaygınlaşması, finansal kapsayıcılığı artırabilir.

Ekonomik ve Jeopolitik Riskler

Korumacılık ve Ticaret Gerilimleri

ABD ve Avrupa’da artan korumacılık politikaları, küresel tedarik zincirlerini zorlayabilir. Serbest ticaretin gerilemesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesini olumsuz etkileyebilir.

Göç ve İnsan Hareketliliği

Küresel göç, savaşlar, iklim felaketleri ve ekonomik eşitsizlikler nedeniyle hızlanacak. Özellikle Avrupa ve ABD, artan göç dalgaları karşısında politik ve sosyal uyum sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.

Türkiye’nin Rolü ve Stratejik Öneriler

Türkiye,2025 yılında hem jeopolitik hem de ekonomik anlamda önemli bir konumda olacaktır. Avrupa, Orta Doğu ve Asya arasında bir köprü görevi gören Türkiye için stratejik öneriler şunlardır:

  1. Pazar Çeşitlendirmesi: Avrupa ve ABD’de artan korumacılık karşısında Afrika ve Asya pazarlarına yönelik girişimler artırılmalı.
  2. Yeşil Dönüşüm: Yenilenebilir enerji projelerine yatırım yaparak, Avrupa’nın Yeşil Mutabakat sürecine entegrasyonu yakından takip edilmelidir.
  3. Teknoloji ve İnovasyon: Yapay zekâ ve dijitalleşme alanında yatırımları artırarak küresel rekabette avantaj sağlamaya odaklanılmalı.
  4. Bölgesel İş Birlikleri: Orta Doğu’daki jeopolitik değişimlerden faydalanarak, enerji ve ticaret alanında bölgesel iş birliğini güçlendirin adımlar atılmalı.

Sonuç

2025 yılı, küresel ekonomide ve jeopolitik dengelerde köklü değişimlerin yaşanacağı bir yıl olacaktır. Türkiye’nin bu dönemde proaktif, esnek ve yenilikçi stratejiler geliştirmesi hem bölgesel hem de küresel ölçekte fırsatlardan faydalanmasını sağlayabilir. Doğru adımlar atıldığında Türkiye’nin hem ekonomik büyümesini sürdürmesi hem de bölgesel bir güç olarak etkisini artırması mümkündür.

 

Dr. Selim Süleyman
30.12.2024

Uzman Hakkında

Dr. Selim Süleyman
Girişimcilik

Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldu. 2006 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret Bölümü’nde yüksek lisansa başlayan Süleyman, 2007 yılında mezun oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim dalında başladığı doktora eğitimini, “Merkez Bankası Para Politikalarının Kredi Kanalıyla İmalat Sanayi Sektöründe Faaliyet Gösteren KOBİ’lerin Bilançosuna Etkisi” konulu tez çalışması ile 2013 yılında tamamladı. Hâlihazırda çeşitli üniversitelerde iktisat, işletme ve yöneticilik konularında Yüksek Lisans dersleri veriyor.

2006 yılında İstanbul Ticaret Odası KOBİ Araştırma ve Geliştirme Şubesinde iş hayatına başlayan Süleyman, 2009 Aralık ayından 2013 Temmuz ayına kadar çalıştığı kurumda KOBİ Araştırma Servisi şefi olarak çalışmalarını sürdürdü. Bu süre zarfında 340 bin üyesi olan ve bu üyelerin % 99’unun KOBİ niteliğinde olan firmalarla ilgili eğitimlerde, projelerde bilgilendirme seminerleri ve araştırmalarda bulundu.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri