Finansal risklerin artması, genellikle likidite sorunları, borçların artması, vade farkları ve kârlılığın düşmesi gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Bu durumda, finansal riskleri yönetmek için bazı adımları atabilirsiniz.

Nakit akışınızı düzenlemek için ödeme ve tahsilat vadelerini optimize edin. Alacakları hızlandırmak için indirimli ödeme teklifleri sunabilir, borçları ise daha uzun vadelerde ödemek için müzakereler yapabilirsiniz. Mevcut borçların yapılandırılması ve faiz oranlarının gözden geçirilmesi önemlidir. Bankalarla görüşerek ödeme planlarınızı yeniden düzenleyebilir, daha uygun maliyetli krediler alabilirsiniz. Operasyonel maliyetlerinizi düşürmek için süreçlerinizi optimize edebilir, tedarikçi sözleşmelerini yeniden değerlendirebilir ve alternatif tedarikçileri araştırabilirsiniz. Eldeki varlıklarınızı gözden geçirip düşük verimli varlıklardan kurtularak finansal durumu güçlendirebilirsiniz. Bunun yanında döviz ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı hedging yapabilirsiniz. Finansal risklerinizi analiz ederek hangi alanlarda daha fazla risk altında olduğunuzu belirleyin. Örneğin, döviz risklerini sigortalama ya da kredi riskini minimize etmek için sigorta kullanabilirsiniz.

Özellikle artan maliyetler ve azalan kârlılık göz önünde bulundurulduğunda stratejik planlama büyük önem taşır. Artan maliyetler ve azalan kârlılık dönemlerinde stratejik planlama şirketin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamak için hayati öneme sahiptir. Bu koşullarda stratejik planlama yapılırken bazı unsurlar dikkate alınmalıdır.

Tedarikçilerinizi gözden geçirerek maliyetleri düşürmeye çalışın. Alternatif ve uygun fiyatlı tedarikçilerle anlaşmalar yapmak maliyetleri azaltabilir. Üretim süreçlerine teknoloji yatırımları yaparak iş gücünü ve kaynakları daha verimli kullanabilirsiniz. Otomasyon ve dijitalleşme maliyetleri düşürmenin etkin yollarından biridir. Enerji tüketimini azaltan, hammadde kullanımı optimize eden yeni süreçler ve teknolojiye yatırım yapabilirsiniz.

Daha yüksek kâr marjı sağlayan ürün ve hizmetlere odaklanabilirsiniz. Bu, düşük kâr marjlı ürünleri aşamalı olarak azaltmak veya yeni, kâr potansiyeli yüksek ürünler geliştirmek anlamına gelebilir. Farklı müşteri segmentlerine yönelik ürün ve hizmetlerin kârlılık oranlarını değerlendirin ve en kârlı segmentlere odaklanın.

Şirketinizin likidite ihtiyacını karşılamak için kısa vadeli nakit akışını optimize edin. Vade farklarını yeniden müzakere edebilir, tahsilat süreçlerini hızlandırabilirsiniz.  Borç ve öz sermaye dengesini gözden geçirip, yüksek maliyetli borçları yeniden yapılandırmak önemli bir adımdır. Bankalarla daha uygun koşullar üzerinde anlaşmak finansal yükünüzü hafifletebilir.

Müşterilerinizin ürün veya hizmetlerinizin sunduğu değeri algılamasını artırarak fiyatları yükseltmeyi düşünebilirsiniz. Bu, marka değeri ve müşteri memnuniyeti ile ilişkilidir. Piyasa koşullarına göre fiyatlandırma yapmak özellikle dalgalanan maliyetler karşısında kârlılığı korumaya yardımcı olabilir.

Döviz kuru veya emtia fiyatlarındaki dalgalanmalardan korunmak için hedging stratejileri geliştirin. Sabit maliyetlerinizi azaltarak değişen piyasa koşullarına daha hızlı yanıt verebilirsiniz. Özellikle esnek iş gücü ve değişken maliyetli üretim modelleri bu durumda etkili olabilir. Yurt içi pazarda azalan kârlılık varsa yurt dışı pazarlara açılmak ve ihracatı artırmak iyi bir strateji olabilir. Global pazarlara yönelik ürün geliştirme ve pazarlama çalışmalarıyla yeni gelir akışları yaratılabilir. Mevcut müşteri tabanınıza ek hizmetler sunarak gelirlerinizi artırabilirsiniz. Örneğin, satış sonrası hizmetler veya kişiselleştirilmiş çözümler kârlılığınızı yükseltebilir.

Prof. Dr. Kadir Tuna

30.09.2024